‘İnsanlığın Ayak İzleri..’

En üste aldığım fotoğraf, ay yüzeyinde ilk ayak izleri. Temmuz ayında, 1969 yılında ABD Tarafından Dünyaya servis edilen bu fotoğraf tartışmalı. Ayın çekim gücü hesaba katıldığında, bu kadar keskin çizgileri verecek ağırlığın en az altı yüz kilogram olması gerektiğini iddia ediyor bazı Bilim adamları. Doğruluğu ancak ay yüzeyine inilebildiğinde ispatlanacak.

Diğer fotoğrafa gelince, onun sadece yaşı bilinmiyor, tamamen gerçek Dünya Kültür hazinesi üstelik bizim Ülkemizde bulundu. Şaşırtıcı mı dersiniz rastlantı mı, her ikisinin tarihi aynı: 1969. Bugün hikayesini tekrar size aktaralım.

Her şey bir baraj inşaatı ile başladı. 1950 li yılların sonlarında Gediz Nehri üzerinde ‘Demirköprü Barajı’. Alta aldığım fotoğraf o yıllarda ‘Hayat’ Mecmuasında yayınlandı.

Baraja malzeme getiren kamyonlar, boş dönmemek için ‘Ne taşıyabiliriz’ sorularının cevabı olarak, Çimento Fabrikalarının istediği ‘Demir curufunu’ Kula Volkanlarında buldular.

Burada bir ara verelim ve günümüzden iki bin sene önce buraya gelen Strabon’u dinleyelim.

‘…bu sahayı geçtikten sonra Katakekaumene diyarına varılır. Bu memlekette, en kaliteli şaraplardan hiçbir eksiği olmayan “Katakekaumenit” şaraplarının üretildiği asmalardan başka tek bir ağaç bile yoktur. Toprağın yüzeyi bir tür külle kaplı olup dağ taş her yer ateşte yanmışçasına simsiyahtır. Sahada;”Physse” başka bir deyişle “nefes alan delikler” olarak bilinen üç tane çukur vardır. Bunların üzerinde yer alan dik tepeler yerin içinden püsküren kızgın kütlelerin birikmesi sonucu oluşmuşlardır.’ diye anlatmış kısaca bu yöreyi. İşte bu volkanlardan halkın taktığı adla, ‘Çakallar’ Konisinde kamyona yükleme yapılırken lav katmanları arasında görüldü, ilk ayak izleri.

Şükranla anmamız gereken duyarlı MTA Enstitüsü çalışanı Prospektör Mustafa Çelik çabalarıyla yok olmaktan kurtularak, Tabiat Tarihi Müzesine taşındılar. Ayak izlerinin yaşı, Kula Volkanlarının yaşının bilinmesine bağlı.

2013 Haziran ayıda Bölge UNESCO Dünya Jeopark Alanı olarak tescil edildi. Yolunuz düşerse ‘Yanık Ülke’ yi alttaki fotoğrafta gördüğünüz gibi yürüyüş yolları ile gezebileceksiniz.

Son yıllarda, yüzey araştırmalarında yeni ayak izleri bulundu ama hiç birisi Mustafa Çelik’in bulduğu lav katmanları arasındaki kadar eski değil.

Ne kadar acıdır ki, değerlendirmeyi yapan Prof. Dr Fikret Ozansoy’un bilimsel yazısı günümüz Bilim adamlarınca yok sayılıyor. Anadolu’da ‘İlk İnsanların İzlerinin’ bulunması rahatsızlık değil bir ‘Gurur’ kaynağı olur bizler için.

(4 Ağustos 2020 yılında yayınladığım, ‘Yanık Ülke ve Bir Prospektör’ yazısına ek oldu bu yazım)

Sevgi ve güzelliklerle kalmanız dileklerimle,

M.  Meran  Pakel

Dalyan, 31.07.2024

355 (24/24)

Leave a comment