‘Uğur’a inanır mısınız?…

‘Uğur’a inanır mısınız? Bazı günler, gününüzün güzel geçmesi için giydiğiniz ‘özel’ giysiniz, takınız var mı bilmiyorum ama şahsen ben İffet Hanımı tanıyıncaya kadar pek inanmazdım böyle şeylere.

Bugünkü hikayemiz Bodrum’da 1990 lı yıllarda başlıyor. Belleğimi zorluyorum ama nerede ve nasıl tanıştığımızı hatırlamıyorum İffet Hanım’la.

Büyükada’da Maden de yazlığı olmasına karşın Bodrum’a yerleşmeğe karar veriyor. Marina’nın hemen arkasında, abartıdan uzak, rahat yaşanabilir evinin balkonundan baktığınızda, yukarıda fotoğrafta gördüğünüz muhteşem görüntü vardı. Yemekli toplantılarında kendini unutturur, oturduğu yerden, katılanların neşeli, kahkahalarını gülümseyerek izlerdi. Şık giyinir, omuzlarına gelen sarı saçları, gülümseyen dudaklarının koyu kırmızı ruju ile tamamlanırdı. (Bir konuşmamızda, ‘Beni kocam hiçbir gün makyajsız görmemiştir’ demişti.) Kısaca, hayat dolu, neşeli, bakımlı ve şık giyinen, ‘Bodrum’un Özel bir Hanımıydı’ İffet Hanım. Yetmişli yaşlarında olan bu Hanımın çok ‘Özel’ bir yetisi vardı. ‘Uğurluydu’. Onu gören, tanıyan esnaf, dükkanına gelmesi, oturup bir çay içmesi için adeta yalvarırlardı. Dediklerine göre onun geldiği gün işleri çok iyi gidiyormuş, ben dinler, inanmazdım anlatacağım olayları yaşayıncaya kadar. (Bu olayları yaşayan kişilerin özel anıları olması ve izin almadığım için, adlarını yazmaktan çekindim)

İffet Hanım sevdiği insanlara ‘çeyrek altın’ verirdi, onu tanıdıktan bir müddet sonra, Amerika’da marka bir ayakkabının ithalatçısı olan, Bodrum’da yaşayan, eski bir basketbolcunun kötü giden işleri birden düzeldi. Müzisyenlikle hayatlarını sürdüren çifte en büyük ödül olan ‘araba’ çıktı, altını aldıklarından az sonra. Türkbükü’nde restoran işleten arkadaşımızın yeri artık Ünlülerle dolup taşıyordu, anlaşılan İffet Hanım sessiz sedasız ona da bir ‘çeyrek’ vermişti. Usulca verdiği Uğur Parası sonrası ev alanlarla, işleri düzelenlerle devam ediyor Liste.

Bugün onu kaybettiğimiz gün. Çok sevdiği eşi Hulki Alisbah’la evlendiği güne denk gelmesi bir rastlantı mı yoksa..

Kızı Emel, bir yandan ağlıyor onun cansız yüzüne son makyajını yaparken, ‘Öbür tarafa makyajsız’ gitmek istemediği için otuz sene önce.

Belki merak ediyorsunuzdur, evet bana da bir ‘Uğur Parası’ verdi. Hayatımda bir şey kazanmamış bana, Milli Piyango’dan Para çıktı.

Yazımı bu ‘Uğur’lu Hanımefendinin bir sözü ile bitirmek istiyorum.

‘Hayatınızda tek bir dostunuz vardır, zor günlerinizde sizi terk etmeyen yanınızda olan biri, o da cebinizdeki paranızdır. Ona iyi sahip çıkın.’

Zorluklardan gelip varsıllığa erişmiş, Uğurlu insandan geriye anılar ve cüzdanımdan ayırmadığım ‘Çeyrek Altın’ kaldı.

(Evinin duvarında üçüncü kızı Emel tarafından yapıldığını hatırladığım, yanılıyor da olabilirim, İffet hanımın portresini aşağıya alıyorum. fotoğraf çekilmesini fazla sevmediği için elimde başka bir anı yok)