‘Çölde, Yıldızların altında bir konser..’

Bugünkü hikayemiz El-Ula’da geçiyor. El-Ula bir vahaya kurulmuş. ‘Hacca’ giden hacıların Medine’ye varmalarına üç yüz elli kilometre uzaklıkta, doğal bir ‘Cennet’. Altta fotoğrafta gördüğünüz ‘hurma’ ağaçları belki bir fikir verebilir.

Hacılar burada ‘Cenneti’ yaşadıktan sonra ‘cehennemi’ yaşamak üzere yola koyulurlardı. Önlerinde uzanan çöl onlar için gerçekten ‘Ölümcül ve Vahşiydi’, kumtaşlarının rüzgâr ve erozyon etkisi ile oyulan yüzeylerin ürpertici görüntüsü, başlarına geleceklerin bir habercisiydi. Nereden geldiği belli olmayan ‘Çöl Soyguncuları’ kervanların yolunu keser, sadece paralarını değil, eşya ve giysilerini de alırlardı. Nedense kendilerini korumak üzere anlaşıp, yüklü para ödedikleri, silahlı kervan korucuları bu olaylar sırasında bir yere sıvışır, kaybolurlardı.  Yıllarca sürdü bu soygunlar. Ne zaman ki ‘Hicaz Demiryolu’ tamamlandı, soyguncuların ‘Gelir Kapısı’ da kapandı. Uzun uzadıya anlattığımız El-Ula adeta bir sınırdı, Müslüman olmayanlar buradan öteye geçemezdi, ‘Kutsal Topraklar’ başlıyordu. Alta aldığım fotoğraf İngiliz hava yüzbaşısı tarafından çekilmiş, 1917 yılında İngilizlerin eline geçtikten sonra El-Ula istasyon çevresi görülüyor.

İstasyon ve vahanın çevresindeki kerpiç binaların oluşturduğu bu küçük şehrin kaderi 1980 li yıllarda değişti. Önce, Vadinin daha alt bölümlerine yapılan modern binalardan oluşan ‘Yeni Şehir’e taşındı El-Ula.

 Sonrasında Eski kerpiç evlerden oluşan yerleşim yeri yıkıldı zannetmeyin, tek tek onarıldı, korumaya alındı.

Üstteki fotoğrafta eski yerleşim yerini, uzakta ise, beyaz boyalı ‘Yeni El-Ula’yı görüyorsunuz.

(Bu yerleşim bana Çatalhöyük’te günümüzden sekiz bin sene önceki yaşam evlerini çağrıştırıyor. Alta alıyorum.)

Bu kültürel mirasın korunması, devamında çevrede bulunan Arkeolojik değerler başta Hegra olmak üzere, UNESCO yöreyi 2008 yılında ‘Dünya Kültür Mirası listesine aldı. Bu Suudi Arabistan için bir ilkti. 2017 yılında ‘El-Ula Kraliyet Komisyonunun’ kurulması ile Vaha gerçek bir ‘Cennet’e dönüştü. Uluslararası etkinlikler için bir Konser Salonu yapımına karar verildi 2018 yılında, bir festivalle açılacaktı. Festivalin adı bile belirlenmişti,Tantora Kış Festivali. Yer olarak da Ezhar Vadisi yani ‘Çöl’ seçilmişti. El-Ula dan araba ile on beş dakika uzaklıkta kum taşlarının arasında yapılacaktı salon. Maddi sorun yoktu ama zaman kısıtlıydı. Üç ay içinde bitmesi gerekiyordu organizasyon ilk konserin tarihini açıklamış üstelik tüm biletler satılmıştı. Tenor Andrea Bocelli sahne alacaktır açılışta.

Ortada olmayan on bin metrekarelik üç katlı binanın Projesi ve dizaynı sadece on senelik geçmişi olan Milano’daki Giò Forma adlı şirkete verilmiştir.

Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz üç genç, Florian Boje, Cristiana Picco ve Claudio Santucci kafa kafaya verdiler, yaratacakları eser çevreyle uyumlu olmalıydı, çölün ortasında bir binanın çirkinliği firmalarının da sonu olurdu. Çözümü saatler süren tartışmalar sonunda yarattılar, bina adeta görünmez olmalıydı, çölde bir serap gibi, varlığı ile yokluğu anlaşılmamalıydı. Kısaca ‘Konser Salonu’ dış yüzeyleri ayna olmalı esas yapı görünmemeliydi. Dünyanın en büyük aynası olarak Guinness Rekorlar Kitabına geçecek olan ‘Maraya Konser Salonu’ üç gencin tasarımı. Alta aldığım fotoğrafta bir bina var ama sadece ayna olarak.

Sadece gökyüzünden fark edilen bina yapısını ve birkaç fotoğrafı ekliyorum.

Alta aldığım fotoğraflar üç katlı binanın iç mekanları.

Altta gördüğünüz sahnede kayar bir panel var.

Kırk metreye on beş metre boyutlarındaki dev panel açıldığında sahnedeki performans, inanılmaz bir akustikle dışarıda, başlığımızdaki gibi ‘Yıldızların altında bir konseri’ çölü dolduran dinleyicilere doyumsuz tatlar bırakarak sunuyor. Salonun beş yüz kişilik kapasitesi bir anda binlere ulaşıyor.

Ayna yüzeylerin toplam alanı 9740 metre kare. Çöl şartlarına, uzama kısalmanın yanında, kum fırtınasına dayanıklı olacak şekilde özel olarak yapılan aynaları Guardian Glass imal etmiş.

Yukarıya aldığım fotoğraflar günümüz modern El-Ula’sına ait.

Maraya Konser Salonu 2018 yılından bu yana, gösterilerine devam ediyor. Ünlü sanatçıları belki de, belli olmaz, bir gün bizim de izleme şansımız olur ‘Yıldızların altında’.

Güzelliklerde buluşmak umuduyla,

M.  Meran  Pakel

Dalyan, 31.08.2025

412  (31/25)

Leave a comment