

Günümüzde ‘Mavi Mermer’ en değerli kaplama malzemesi. Yukarıdaki fotoğraf günümüzden. Brezilya’nın batısında Macauba’dan çıkarılıyor. Taş gerçekte kalker değil. ‘Kuvarsit’. (İTÜ’de okuduğumuz yıllarda Sevgili Prof. Kemal Erguvanlı’ya ‘Efendim, kireçtaşına da, kalkere de ‘Mermer’ deniyor, gerçekte ‘Mermer’ nedir diye sormuştum, ilk sınıfta olmamızın bilgisizliği ile. Güldü, ‘Cilalanabilen her taş ‘mermerdir’)
Bugün olduğundan çok daha değerliydi ‘Mavi Mermer’. Varlıklı aristokratların imrenerek baktıkları bu malzeme geçmişte (benim bildiğim kadarıyla, Üç kuruşluk bilgimizle) sadece iki ‘Sarayın’ dekorasyonunda kullanıldı.

Üstte fotoğrafta gördüğünüz ‘Mermer Saray’ Neva nehri kenarında, St. Petersburg’da. Mermerlerle süslü bu güzel Saray, Mavi Mermerin çokça kullanıldığı nadir yerlerden biri.


1700 lü yılların sonlarına doğru yapılmış, Sarayın bahçesindeki, at üstündeki Çar Aleksandr III heykeli neredeyse yapımından yüz sene sonra, Çarın hükümranlığında yerleştirilmiş.

İkinci Saraya geçmeden önce bazı bilgileri aktarmamız gerekiyor.

Gravür 1830 lu yılların sonunda Boğaziçi’ni ve Beylerbeyi Sarayını gösteriyor. (Gezgin, seyyah ressam William Henry Bartlett, genelde Gravür tekniğinde bakır levha üzerine çalışılırken, o çelik plaka üzerine eserini işliyor, baskıdan sonra ayrıca suluboya ile renklendiriyor. Bakır yerine çeliği, eserinin detaylarını daha hassas işleyebilmek için seçmiş. İstanbul ile ilgili birçok eser ona ait ancak çoğunu imzalamamış. Çok değil sadece üç nesil önce Boğaziçi’nin görünümü..)
Gravürde Boğaz kenarında görünen İlk Beylerbeyi Sarayı. Sırtını dayadığı ağaçlık tepenin en yüksek yerine Şehri yeniden kuran Konstantin büyük bir haç dikmiş, kim zamanında yıktırıldı, yoksa paratoner görevi gibi üzerine gelen yıldırım mı yaktı bilinmese de halk tepeye ‘İstavroz Tepesi’ adını takmış, nesilden nesile öyle anılmış. Ne zaman ki Abdülmecid’in yaptırdığı Saray bir gece (Abdülaziz’in de aralarında bulunduğu) toplantıda çıkan yangınla yanınca, ‘Kutsanmış yere yapılan Sarayın’ ‘Uğursuz’ olduğu söylemleri yayılmağa başlar. (Abdülaziz’in yaptırdığı ve sonrasında yanan Çırağan Sarayının da, eski bir Mevlevihane üzerine yapıldığı ve bu yüzden onun da ‘Uğursuzluğu’ aynı dönemlerde yayılmıştır)

Yukarıya fotoğrafını aldığım Ser Mimar (bir diğer deyişle sarayın Mimarbaşı) Sarkis Balyan, Sultan Abdülaziz’in görevlendirmesi ile Beylerbeyi Sarayının yeniden yapımına başladığında St Petersburg’daki Mavi ağırlıklı ‘Mermer Saray’ı görmüş müydü bilmiyoruz. Yoksa Pagan inanışının günümüze uzanan ‘Mavi Taşların’ Uğuruna mı inanıyordu bu da bilinmiyor. ‘Sarayın Uğursuzluğu’ efsanesine son vermek üzere yirmi iki sene sonra yeniden inşa edilen Sarkis’in Beylerbeyi Sarayı ‘Mavi Mermer’ ağırlıklı ikinci Saraydır. Sözü uzatmadan eşsiz Mermer sütunları ile görüntüleyelim.




İki sene gibi kısa zamanda bitirdiği Saray’da kullandığı bu mermerler Ülkemiz taşı değil, benim varsayımım bize en yakın kaynak olan Urallardan getirilmiş olması.
Bu iki Saraydan sonra yazımızı altta fotoğrafta gördüğünüz ‘Mermer Saray’ ile bitirelim. Günümüzde Dubai’de, satışa sunulmuş, alıcısını bekliyor.


Sağlıkla güzelliklerle kalmanız dileklerimle.
(İtalyan sanatçılar uzun yıllardır başka taşlara ‘Mermer Görünümü’ veriyor, verniklendikten sonra kesinlikle gerçek olmadığını anlamak zor. Ülkemizde bu yöntemi uygulayan sanatçılardan birisi de Sevgili Metin Acar’dı. Bodrum’da bir alışveriş Merkezinin Sütunları onun elinden Mermere dönüşmüştür. ‘marbleing’ adı ‘Ebru’ sanatı ile bu yönteme verilen addır. Sevgiler.)
M. Meran Pakel
İstanbul, 22.09.2025
415 (34/25)
