Yukarıda gördüğünüz fotoğraf benim çocukluk yıllarımın geçtiği, Ankara’nın Bahçelievler Mahallesinde 1950 li yılların sonlarında çekilmiş. Öyle bir semtte oturuyorduk ki, hemen hemen her sokağından başımızı kaldırdığımızda, Ata’mızın Anıtını görüyorduk. Sadece sokaklarımız değil, altı sene boyunca okuduğumuz Bahçelievler Deneme Lisesi, doğrudan Anıtkabir’e bakıyordu, sınıflarının pencerelerinden. (Ödevlerimizi yetiştiremediğimiz, yeterince çalışmadığımız günlerde sanki öğretmenlerimiz değil, Atamız kaşlarını çatacak diye üzülüyorduk.)
Başlığımıza dönersek, 1953 yılının 10 Kasım günü bizler İlkokul birinci sınıf öğrencileri, yeni açılmış bir okul olan Ulubatlı Hasan İlkokulunun alt katındaki salonda toplanmıştık. Bu bizim ilk katıldığımız ‘Anma Töreniydi’. Tören bitiminde, normalde tam gün eğitim olan okulumuzda o gün eğitim yapılmadı, evlerimize dönmek üzere yola koyulduk. (Atatürk’ün Etnografya Müzesinden alınıp, Anıtkabir’e götürüleceği günlerdir konuşulduğu için, biz çocuklar duymuştuk büyüklerimizden, ama öğretmenlerimizin bu özel günde görevli olsun olmasın orada bulunmak için acele ettiklerini, onların heyecanını anlayacak olgunlukta değildik.) Kuzenim Erbil (Olcay) benim İlkokul arkadaşım aynı zamanda (Eniştem Subaydı. Tayini Aşkale’ye çıkınca Kasım sonunda Ankara’dan ayrıldılar.)
Erbil Olcay o günü anlatıyor: ‘Bizim kirada oturduğumuz 20. Sokaktaki ev iki katlıydı, girişteki büyük penceremizden Anıt Kabir görülüyordu. Büyük bir bayrak asılmıştı, gündüz olmasına karşın Anıtın bütün meşaleleri yanıyordu.’
Sevgili arkadaşım Özcan Yaykın anlatıyor: ‘Annemle Tandoğan Meydanından yürüyerek kalabalığın içinde Anıt Kabir’e girebildik. Ben çocuğum bir ara ezileceğim diye çok korkuyorum. Ablam Özden İzci kıyafetleri ile sabah erkenden okuluna gitmiş, oradan Anıt Kabir’e gelmişti. Kalabalıkta nerede görevliydi hiç göremedim. Dayanacak gücüm yoktu, annem belki de beni oyalamak için, ‘birazdan baban uçacak üstümüzden’ diyerek beni oyalıyordu. Gerçekten de biz merdivenlere geldiğimizde, üstümüzde uçaklar belirdi. Üç uçak önde hemen arkasında sağ ve solunda üçer uçak, dokuz uçak.’ (Alta aldığım fotoğrafı gönderen Sevgili Özcan Yaykın’a teşekkürlerimle)

Atamızın kurduğu, üzerinde özenle titrediği ilk sivil havacılık kurumumuzun ‘Türk kuşu’ uçaklarıydı bunlar. Uçaklar geçmişti ama (belki bugün bile uygulanması zor) gökyüzü küçücük paraşütlerle kaplanmıştı, yüzlerce paraşüt, Atamızın son yolculuğunda onu yalnız bırakmayan Sevgili pilotlarının anlamlı hediyelerini taşıyordu. Atamızın en sevdiği çiçeklerden biri olan ‘Beyaz Kasımpatları’nın yüzlercesi gökyüzündeydi.
Aşağıda fotoğrafta gördüğünüz, Sevgili Hayati Köklükaya dokuz uçaktan birindeydi o gün. (*)

Bizler, ben, ablam, Erbil, annem ve iki teyzemle öğleden sonra geldiğimiz Anıtkabirde, kalabalıktan ancak akşama doğru Şeref Salonuna girebildik. Salonun girişinde sağ tarafta, dar merdivenlerden aşağıya indik. Tek sıra halinde, sadece meşalelerin aydınlattığı loş mekânın sonunda tümsek haline getirilmiş toprak yığının önünde insanların uzun zaman durmasına izin verilmiyor, nazikçe ilerlememiz isteniyordu. Etrafı pirinç büyük kaplarla (içinde atmış yedi vilayetten ve Kıbrıs’tan getirilen toprağın olduğu) çevrelenmiş yerde, artık Büyük Önder, ölümünden on beş sene sonra, kurduğu Cumhuriyetin, üstelik savunduğu ‘Anadolu’nun Batı’dan farklı kültür olduğu tezinin parçası olan bir Friğ tümülüsünde sonunda buluşmuştu.
Askerlerin nöbet beklediği özel salonda bir dakika selamladıktan sonra, bu sefer soldaki merdivenlerden ana salona çıkabildik.
Sadece o gün halka açık tutulan bu Özel Bölüm, ben ve benim gibi o gün ziyaret edebilenlerin belleğinde.
Atamızın en büyük eserim dediği ‘Cumhuriyetimizi’ koruyabilmek için sağlıklı ve ona yakışır güzel günlerde buluşmak umuduyla.
(*) Havacılık üzerine birbirinden güzel eserler veren Değerli araştırmacımız Sayın Mustafa Kılıç, Sevgili Hayati Köklükaya ile yaptığı röportaj esnasında çektiği güncel fotoğraf
Yazıma Sevgili Özcan Yaykın çok değerli bilgiler gönderdi. Teşekkürlerimle aşağıya ekliyorum.
THK- Türkkuşunun 9 lu ( Magester ) saygı geçişi filolosu “tarih 10 Kasım 1953 “
9 uçaklık filo pilotları; Cemal Uygun (filo lideri), Salim Kökçü, İzzet Akın, Melahat Morçöl, Remzi Morçöl,
Mehmet Sepici, Mehmet Esengil, Sahavet Karapars ve Abdurrahman Türkkuşu. Kasımpatı çiçeklerini ufak paraşütlerle halkın üzerlerine atan yardımcı pilotlar; Yula , Madalet , Hayati Köklükaya ( Bu özel gündeki uçuş, Sevgili Hayati bey için çok anlamlıydı, planör eğitiminden sonra, motorlu uçağa ilk biniş heyecanını yaşadığını anılarında bizlerle paylaştı) ve diğer 6 öğrenci.
M. Meran Pakel
Dalyan, 10.11.2025
419 (38/25)
