Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz belge, bir ‘fetva’, Osmanlı İmparatorluğunun otuz ikici Padişahının tahttan indirilebilmesi için yazılmış. Osmanlı’da Fetvayı, Fetva Emiri yazar, Şeyhülislam imzalar. Bu değişmemiş Filibeli Kara Halil Efendi yazmış, Hasan Hayrullah Efendi imzalamış. Baştan sonuna kadar dayanaksız suçlamalar içeren ‘Fetva’, Padişahı devirdikten sonra ‘Halka’ inandırmak için Mithat Paşa ve arkadaşları tarafından hazırlanıyor. (*)
29 Mayıs günü Dolmabahçe Sarayı kuşatılır, Avni Paşa ve askerleri tarafından. Abdülaziz tahtan indirilir ve yerine yeğeni Murad, V. Murad olarak tahta oturtulur. Dört gün sonra eski Sultan Abdülaziz’in cesedi Fevriye Sarayının alt katındaki kahve ocağında, bilekleri kesilmiş halde bulunur.
Meşrutiyeti ilan eden Mithat Paşa ve arkadaşları, Halkın sevdiği Padişahın, artan yabancı Ülke baskılarını önlemek amacı ile ‘İsteyen Elçiliklerin’ cesedi görebileceklerini açıklar. On beş Doktorun cesedi incelediğini yazıyor Tarihçiler ama yeni Hükümetle aralarının bozulmaması için gerçek ölüm nedenini gizlediklerini yazmıyor. ‘İntihar’ olduğunu söylemiş on dördü, İngiliz Elçilik Doktoru ise ‘Cinayet’ olarak raporunu yazıyor.
Alta aldığım fotoğraf Abdülaziz’in en son çekilen fotoğrafı olarak biliniyor.

Bu olaydan kısa zaman sonra Çerkez Hasan’ın Mithat Paşa’nın konağını basarak Avni Paşa’yı nasıl vurduğunu daha önce sizlere anlatmıştım. Bugün olayın ‘Son Perde’ sinin hikayesi ile devam edelim.

Fotoğrafta gördüğünüz genç Şehzade, Abdülhamid. Amcası ile birlikte çıktıkları Avrupa seyahatinde çekilmiş, yirmi dokuz yaşındayken.
Abdülhamid, amcası Abdülaziz’in ‘öcünü almak’ için beş sene bekler, okullarda okutulmayan ‘Yıldız Mahkemesini’ görevlendirmek için.



Üstteki fotoğrafları ‘Türkiye Kültür Portalından’ aldım, Yıldız Sarayına ait. Geçtiğimiz seneden bu yana Saray ziyaretçilere açıldı. İşte bu Sarayın bahçesinde hazırlanan büyük çadırda, 1881 yılının 27 Haziran Pazartesi günü sabahı saat ona doğru başladı ‘Abdülaziz’in Öldürülmesi’ davası.
Dört yüze yakın izleyicinin olduğunu yazıyor, o gün orada bulunan gazeteciler, yabancı Elçilikler ve Diplomatların da izlediğini ekliyorlar.
Ali Sururî Efendi Mahkeme Başkanı ve Hristo Forides Efendinin ikici başkan olduğu mahkeme Heyetinde ayrıca sekiz üye, Savcı ve savcı yardımcısı bulunmaktaydı. Kimler yargılanıyordu derseniz, başta Mithat Paşa olmak üzere üç sadrazam (diğerleri Çerkez Hasan’ın öldürdüğü Hüseyin Avni Paşa ve Mütercim Mehmet Rüşdi Paşa) iki Saray damadı, eski Padişah V. Murad ve annesi Şevkefza Sultan, üç bakan, bir Albay ve üç Binbaşı, olaya karışan görevliler ve Fetvayı imzalayan Şeyhülislam Hayrullah Efendi.
İlk gün sorgulamasında, cinayeti işleyen üç güreşçi ve harem sorumlusu Reyhan Ağa dışında kimse suçu itiraf etmedi. Cinayeti işlediklerini itiraf eden üç Pehlivan. ( Pehlivan Mustafa Çavuş, Pehlivan Cezayirli Mustafa, Pehlivan Hacı Mehmed)
Sultan Abdülaziz’in cesedini yıkayan ve o gün tanık olarak sorgulanan Ömer Efendi, maktulün bileklerinin kesildiğini, sağ göğsünün morardığını, ön dişlerinden ikisinin kırıldığını ve sakalının sol tarafının düzensiz bir şekilde kopmuş olduğunu anlatır Mahkeme Heyetine.
Duruşmanın ikinci gününde, Sultan Abdülaziz’in hareminden Parvinfelek Hanım tanık olarak sorguya çekilir.
Mahkemeye getirdiği sandığı açar Pervinfelek Hanım, eski Sultanın cinayet sırasında giydiği kıyafetleri çıkarır. Arkasından ölmek üzere iken sarıldığı örtüyü gösterir.
Kanla ıslanmış örtünün kalp bölgesinde bir yırtık olduğunu görür Mahkeme Heyeti.
Mahkeme heyeti Başkanı 2 9 Haziran günü kararı açıklar: ‘Sultan Abdülaziz’in öldüğü sırada hapis olduğu Feriye Sarayı’nın görevlilerinden Pehlivan Mustafa, Cezayirli Pehlivan Mustafa ve Boyabatlı Pehlivan Hacı Mehmed ile Mabeyinci Fahri Bey, Ali Bey, Necib Bey, Midhat Paşa, Damat Mahmud Celaleddin Paşa ve Damat Nuri Paşanın idamına, Seyyid Bey ve Albay İzzet Bey de 10 yıl hapse mahkûm edildi.’
(Mithat Paşa Mahkeme başlamadan görevli olduğu Aydın Valiliğinden ayrılmış ve İzmir’deki Fransız Konsolosluğuna sığınmıştı. Eski Sultan V. Murad ve annesi göz altındaydı.)
Karar açıklandıktan on gün sonra Temyiz Mahkemesi toplanır. Yirmi beş Üyeli bu Mahkeme heyeti içinde Gazi Osman Paşa ve Adliye Bakanlığı da yapmış Tarihçi Ahmet Cevdet Paşa da vardır. Temyiz Mahkemesi kararı onaylar. Sıra sadece II. Abdülhamid’in ‘Onay’ına kalmıştır.
İntikam, ‘Öç Alma’ en güçlü duygudur ve beş sene sonra amcasının öcünü almanın zamanı gelmiştir.
Ancak II. Abdülhamid bu ölüm cezalarını onaylamaz. Dokuz idam cezasının tamamını ‘Ömür boyu’ hapse çevirir.
Öç almak güçlü doyguysa affetmek de bir erdemdir.
(*) 1. Fetvanın içeriği ve daha detaylı bilgi için bkz. 7 Eylül 2015, Sinan ÇULUK yazısı.
2.Hukuk tarihçisi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci 05 Temmuz 2017 ‘Abdülaziz nasıl hal edildi’ yazısı
(Ek/ Bu yazı Abdülhamid’in baskıcı yanını unutmadan onun da bir ‘insan’ olduğunu göstermek için kaleme alınmıştır.)
Güzel günlerde buluşmak dileklerimle,
M. Meran Pakel
Dalyan, 19.12.2025
427 (46/25)
