

Bugün sizleri ‘hiç köyü olmayan’ Ülkemizin tek İlçesine götürmek istiyorum. Yukarıya aldığım fotoğraf Geyikli sahilinden Batıya bakış. Ufukta görünen işte bu İlçemiz, Çanakkale’nin Bozcaada İlçesi.

Adaya geldiğinizde feribot İskelesinde durup baktığınızda sağ taraf Rum, sol taraf ise Müslüman mahallesidir.

Rum mahallesini dolaştığınızda karşınıza Kiliseleri çıkar, günün belli saatlerinde adada çan seslerini duyarsınız. Burada sokaklar cetvelle çizilmiş gibi birbirine dik (Grid Sistemi) olarak yerleşmiştir. Sokağın başından baktığınızda sonuna kadar görebilirsiniz.

Müslüman mahallesinde Camilerin dışında Namazgah meydanında büyük bir çeşme görülür. Burada sokaklar girintili çıkıntılıdır, bazı sokaklar ise çıkmazdır. İki mahalleyi görüp acele karar vermeyin, kuzey rüzgârı çıktığında yaz boyu Rum Mahallesinin tadına doyum olmaz, rüzgâr bütün sokağı serinletir, burada yaşam, sokağa atılan bir iki sandalye üzerinde, gelen geçenle sohbetle sürer. Ama kış gelmeye görsün, soğuk rüzgârda başınızı sokağa çıkaramazsınız, aynı rüzgâr Müslüman mahallesine eğri yollardan giremez, girse de yolunu kaybeder.
Yüzyıllardır birlikte yaşayan iki toplum Cumhuriyet’ten sonrasında da birlikteliği sürdürdü ta ki Menderes Döneminde 6-7 Olaylarına kadar. Devlet Türk kimliği olan bu vatandaşlarını koruyamadı, artık ‘Güven’ kalmamıştı, ilk ayrılışlar böyle başladı, sonrasında ‘Kıbrıs Harekatı’..
Peki, gidenler unutabildi mi adayı derseniz, şimdi size anlatacağım olay, belki en iyi ifadesi olacak.
Her yıl 26 Temmuz Ada’da ‘Özel’ bir gündür. O gün Ada’dan ayrılan Rumlar adaya gelirler, Aşağıda gördüğünüz Ayazma da küçük manastırda toplanırlar.

Geçtiğimiz Temmuz ayı yine günlerden yirmi altı. Feribotların adaya geliş saati, taksiler yolun kenarında, arabalar sıra ile çıkarlarken, yolcular bir yandan dar kaldırımda ilerlerler, taksilere doğru.
Yaşlı bir çift biner Mustafa’nın arabasına. Ayazma’ya Ayine gitmek üzere. Devamını Sevgili arkadaşım Mustafa’dan dinleyelim.
‘Hava sıcak, üzerimde ince bir tişört var. Ayazma yolunda gidiyoruz. Adam devamlı koluma bakıyor, tam pazımın olduğu yerde zincir şeklinde. Bir de Latince yazı var. ‘Ne yazıyor’ dedi. ‘Tenes’in Çocukları’ dedim, ‘Sen Rum musun’ diye sordu. ‘Hayır, adalıyım, Tenes benim adam’ dedim, ekledim, ‘Ben sizin mahallede dedemle çok gezerdim. Dedem eşeği ile sebze getirirdi..’ daha devam edecektim ki sözümü kesti ‘Yoksa sen Mustafa’nın yanında gezinen o küçük çocuk musun? ‘Evet, bana da dedemin adını vermişler..’ Adam birden ağlamağa başladı, öyle böyle değil katıla katıla ağlıyordu, arabayı kenara çektim, ne diyeceğimi bilmiyordum, kapıyı açtım, ağlarken bana sarıldı, ‘O benim en iyi arkadaşımdı’
…….
Belki de ‘Sevgi’ bizlere yaşam sevincini veren içimizi aydınlatan. Bütün arkadaşlarıma ‘Sevgi’ dolu bir yıl dileklerimle sonlandırıyorum.
M. Meran Pakel
Dalyan, 31.12.2025
431 (50/25)
