
Günümüzden tam iki yüz yirmi iki yıl önce bugün, en yukarıda, o günleri anlatan gravürdeki Bab-ı Ali’den içeriye aşağıdaki resimdeki genç adam girdi.

Bu genç adamın adı, Thomas Bruce. Resmi görevle gelmiş İstanbul’a. Görevi Birleşik Krallığın Büyükelçisi. Henüz 33 yaşında bir soylu, adının önünde ‘Lord’ yazılı. Aslında bir sene önce bu göreve atandı ama araya evlilik girince ancak İstanbul’a gelebildi. Kendisine elçi yardımcısı olarak 22 yaşındaki Richard’ı seçmişti. Yardımcısı bir sene önce yola çıkmış, önce Mısır’da bir müddet kalmış ve daha sonra İzmir ve Ege’yi dolaşarak İstanbul’a gelmişti. Elçi ve Yardımcısını bir araya getiren çok güçlü ortak bir yanları vardı, ‘Eski Eserler’.
Büyükelçi göreve başladıktan bir sene sonra, yardımcısını Atina’ya gönderdi. Richard’ın orada bir müddet hazırlık yaptığını biliyoruz ve 1801 yılının Ocak ayının son günü Parthenon’un monte edilmiş mermer frizleri ve heykelleri sökülmeye başlandı.
Parthenon’un o günlerdeki durumunu betimleyen bir tablo ‘Getty’ koleksiyonunda yer alıyor. Aşağıya alıyorum.

Söküm işleri gizli yapılmıyordu, bu iş için neredeyse yirmiye yakın insan geceli gündüzlü çalıştı. Gemilere yüklenme işlerine Richard nezaret etti. Daha da ötesi Mora yarımadası yakınlarında karaya oturan bir geminin yüzdürülmesini sağladı.
Sonunda Londra’da Lord’un malikânesine getirildi. Bu iş için harcanan paranın bugünkü tutarının dört milyon dolar olduğu hesaplanıyor, Lord tarafından karşılandı.
Bir müddet sonra, eserleri ‘British Museum’ satın aldı. Satın alma komisyonunda Diplomatik görevden dönen ve artık Müzede yetkili olan , eski yardımcısı Richard’ın rolü oldu mu bilmiyoruz.
Yunanistan Hükumeti, Osmanlı’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan etmesinden başlayarak, günümüze kadar bu eserlerin geri gönderilmesini istiyor. Lord Elgin her ne kadar ‘padişah fermanı ile bunlar taşınmıştır’ dese de, o yıllarda, bu fermanı gösteremedi. İtalyanca tercümesinin olduğunu iddia etti ve bir yazıyı belge olarak sundu. 2000 li yıllarda Girit Üniversitesi Osmanlıca bölümü Profesörleri bu belgenin sahte olduğunu yayınladılar. 2014 yılında Unesco taraflardan bu konuyu birlikte çözmeleri için bir çağrı yaptı.
Bu yıl Başbakan Boris Johnson, ‘Bu Mermerler Birleşik Krallığın bedeli ödenerek alınmış haklarıdır’ şeklinde açıklama yaptı.
Gerçekten Richard’ın elinde bir ferman var mıydı sorusuna mantıken ‘Evet’ demek gerekiyor. Neden derseniz, o yıllarda Parthenon bir askeri birlik tarafından garnizon olarak kullanılıyordu. İzinsiz olamazdı. Bilemediğimiz ellerindeki fermanda, acaba sökülüp Tamiri mi yoksa İstanbul’a taşınması mı yazılıydı, bu ileride belki Osmanlı arşivlerinde bir meraklı tarafından bulunacaktır diye ümit ediyorum.

Parthenonun 200 metreyi aşan çevresini süsleyen frizlerden,, ön ve arka yüzünde bulunan heykellerinden ne yazık ki 75 metresi günümüze ulaştı, söküm ve taşıma sonunda kalanlar.


Yolunuz British Museum’a düşerse onları ‘Elgin Marbles’ salonunda sergilendiklerini göreceksiniz.
Lord Elgin’in yardımcısı Richard’ın adını tam yazmadım. Onun oğullarının bizim arkeolojimizde önemli bir yeri var. Bir başka yazıda anlatmak üzere.
M. Meran Pakel
Dalyan, 6.11.2021
212 (32/21)