
25 yıl öncesi, yıl 1994… Mühendisliğe ara verdiğim ve Bodrum’da farklı işlerle uğraştığım sekizinci yıldı. Çarşıda deniz kenarındaki gazete bayiimiz Recep Cingöz’den aldığım gazete ve dergilerle eve döndüm. Bisikletimi park ettim, alt kattaki çalışma odamın ahşap masasına oturdum. Gazeteyi masanın üzerine açtım ve öylece kaldım. Birinci sayfada neredeyse gazetenin yarısı büyüklüğünde renkli bir fotoğraf vardı. Resimde yerel kıyafetlerde beyaz gömlekli yaşlı bir adam ellerini gökyüzüne kaldırmış ağlıyordu. Tam arkasında aşağıda görülen kanalda sular, coşkun bir köpükle akıyordu. Kanalın yan duvarına büyük harflerle, “Dağları da deldik, Çağları da” yazılmıştı. Kendimi tutamadım, ağlamaya başladım. Gözümün önünde Antep, Urfa, Mardin ve Siirt anıları canlandı. Mazıdağı’nda bir gram su yokluğunda yerde birikmiş çamurlu sulardan çay yapıp içtiğimiz günler… Kendimi tutamıyordum. Denilenler doğruydu, kaderi değişiyordu. Yıllar sonra uçaktan aşağı baktığımda, Urfa havaalanına inerken görünen bembeyaz pamuk tarlaları karşısında aynı duyguyu yaşadım.
Şanlıurfa tünelleri dünyanın en uzun sulama tünelleridir. Çift tünel olarak yapılmıştır, yaklaşım tünelleri ile birlikte 57.8 km’dir. Tünelin bitmiş iç çapı 7 metre 62 santimdir. Yıllar sonra 2003 yılında bu tünellerde çalıştım. Neyse uzatmayayım, Ankara’da Demetevlerde Hurdacılar sitesi vardır. Arkadaşım Gençer Atlagan’la birlikte sık gittiğimiz bu yerde birden durakladım. Hurdaların arasında aşağıda gördüğünüz makine yatıyordu.
Birkaç resim daha çektim, onları da ekliyorum.
Bu makine “Çağları değiştiren, Dağları delen” makineydi. İçimi hüzün kapladı. Onun yeri burası değil, Ankara’nın en modern binalarında oturan şirketin binasının önünde pırıl pırıl boyalarıyla ve herkesin göreceği büyük harflerle önüne “İşte Çağı değiştiren Makine” yazılmış, görenlerin hayranlıkla bakacağı yer olmalıydı diye düşündüm. Ama o bütün bunlardan habersiz, yine de gururla otların arasında yatıyordu.
Dalyan, 13.02.2019
makinada tabi esas olarak çalışanlanda inanılmaz bir iş başarmış!
LikeLike