

Yukarıda gördüğünüz resim Ankara’da bir Lisede çekildi, 2014 yılının Mayıs ayında. Sıralarda öğrencilerle birlikte oturan, bu orta yaşını geçmiş insanlar bir zamanlar aynı sıralarda oturan talebelerdi. Ankara Deneme Lisesinden tam elli yıl önce mezun olan bizler, en son oturduğumuz sıralara oturduk, genç öğrencilerle konuştuk. İnsan zaman geçtikçe olayları, yaşadıklarını daha iyi değerlendiriyor, işte buna da galiba “olgunluk” diyorlar. Öyle bir okulda okumak bizim için büyük bir şanstı. Evet, ben aldığım eğitimle mühendis oldum ama ikinci mesleğim marangozluğu bu okulda öğrendim. Okul bize işsiz kalmamamız için gerekli ikinci mesleğin temel eğitimlerini bodrum katındaki atölyelerde ve yardımcı dersliklerde verdi. Neler mi öğrendik? ‘Ev İşi’ adı altında terziliği, ‘el işleri’ adı altında marangozluğu, ciltçiliği, ‘bahçecilik’ adı altında bahçıvanlığı, muhasebe defter tutmayı ve teknik ressamlığı öğrendik. Zorda kalırsak, her zaman bir büroda iş bulabilirdik. Daha önemlisi bugünkü yazımın konusu olan mesleği öğrendik. Daktilo ile yazmayı.. hem de on parmak.. “F” Klavyenin ne olduğunu eminim bugün bir çok kimse bilmez. Türk daktiloları F klavye düzenine göre dizilmiştir. Ellerimizi daktilo tuşlarının üzerine ilk koyduğumuzda bize yazdırılan ‘akü’ den başlayıp hiç bakmadan ‘akütakemiluy’gibi alakasız on iki harfli kelimeyi yazacak hız ve beceri öğretildi. Evet, o günlerin en geçerli mesleklerinden birisiydi daktilograflık. Yalnız bizde değil tüm dünyada geçerliydi bu meslek ve 1958 yılında Dünya Şampiyonası yapıldı. Kim birinci oldu dersiniz.? Londra’da yapılan yarışmaya tüm dünyadan yüzün üzerinde genç kadın katıldı ve bir Türk kızı birinci olarak çıktı. İngilizce yapılan yarışmada dakikada tam 735 doğru tuş vuran Ece kızımız birinci olmuştu. Onun o günlerde çekilmiş ve Hayat mecmuasında yayınlanan resmini aşağıya alıyorum.

İki parmakla yazmak kolay, bir de aşağıdaki resimdeki gibi yazmayı deneyin.


Yukarıdaki reklam o günlerde sık rastlanan onlarca daktilo kurslarından birisinin.. Okulumuz bize bu mesleği öğretmişti hem de hiç para almadan. Ne yazık ki çağın değişmesi ile bu meslek söndü kaybolup gitti. Bu mesleğin bir diğer kolu “arzuhalcilik” az da olsa devam ediyor. Resmi daire önlerinde ‘usulüne uygun’ dilekçeyi yazanlar ise sadece iki parmakla yazıyorlar, ve iş olmadığı için aşağıya koyduğum resimdeki gibi çoğu zaman kahveye gidiyorlar.

M. Meran Pakel
Dalyan, 26.05.2019