Bir Resim Gördüm, Hayatım Değişti…

Yukarıdaki başlık size, “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” cümlesini hatırlatabilir. Orhan Pamuk “Yeni Hayat” romanına bu cümleyle başladığında sene 1994 olmuştu. Beni etkileyen kitabın kapağını aşağıya alıyorum.

Kitabın kapağındaki, pencereden demir yoluna bakan çocuğu çok sevmiştim. Ankara’dan Haydarpaşa’ya yaklaşırken trenler iyice yavaşlar, yolcular telaşlıdırlar, bir yandan eşyalarını hazırlarlar, toparlanırlar, ben pencereden uzanır, aynı resimdeki çocuk gibi birbirini kesen hatları, makasları seyrederdim. Yanından geçtiğimiz kocaman yüksek makas kontrol binasının penceresinden bakan o çocuk gibi.. Orhan Pamuk bu kitabını 1994 yılında yayınladı. Oysa ben hayatımı değiştiren o resmi 1984 yılında gördüm. “Bir resimle hayat değişir mi?” demeyin. “Shirley Valantine” filminde, filmin kadın oyuncusu, evindeki dolabına iliştirdiği “Ada”nın resmine her gün bakar, iç geçirirdi, bir gün hayalini gerçekleştirmek için atladı gitti.. Benim resmim hiç çekici değildi, ne bir manzara, ne de bir deniz resmi. Aşağıya aldığım Baron otelinin barında çekilmiş resme çok benzeyen bir resimdi.

Barda oturan insanlar resmedilmişti, elime geçen derginin bir sayfasında, yazıyı ilgiyle okudum. Milliyet Sanat dergisi aynı zamanda bir söyleşi yapmıştı, o ressamla, ince naif çizgileriyle oturan insanları tek tek işlemiş renklendirmişti…ve resim bir Bodrum Barını, tüm sıcaklığı ile yansıtmıştı. Arabistan’da çalışıyordum, yıllar önce iki defa gittiğim Bodrum’u düşündüm ve o gün, o resimle kararımı verdim. Bir daha gidecektim.

Uzatmayayım, seksenli yıllarda Bodrum o kadar kalabalık değil, herkes birbirini tanıyor… Ve karşılaştık bir gün, beni oraya sürükleyen resmi yapan ressamla. Karşımda duruyordu, Mehmet Sönmez, diğer adıyla “Asker Mehmet”. Bizi bir araya getiren neden ne sanat ne de resimdi, sadece ikimizin de aynı marka arabaya sahip olmamızdı. Onun sarı, benimse çağla yeşili Citroen 2CV . Nerede rastlasak selamlaşır, konuşurduk. İri kemikli, sert görünüşünün altında yumuşak temiz bir kalbi vardı. Bazı resimlerini aşağıya alıyorum.

Mehmet Sönmez “Naif” ressamdı, ince çizgilerle, gerekirse basit ama düşündüren resimleriyle Bodrum’un simgesi olmuştu seksenlerin sonunda. Resimlerini Kartpostal haline çevirdi, çok tutuldu. Masmavi deniz, tek bir sandal ve karaya bağlayan halatı çok şeyler anlatmaya yetiyordu. Aşağıya aldığım resimde gerçek Bodrum pencerelerindeki tülleri sabırla resmetti.

Doksanlı yıllarda resimlerini t-shirt’lerin üzerine bastırttı. Tabii hemen güzel bir şeyin kopyası ortaya çıkar, çok uğraş verdiler sahtelerini toplatmak için.

İsterse Bodrum pazarının canlılığını, isterse evlerin sadeliğini resmetti.

Artık Mehmet yok…ama ben otuz sene sonra, neden o resmin benim hayatımı değiştirdiğini biliyorum.. Beş sene yaşadığım Arabistan’ın içe kapalı asosyal dünyasından sonra, o resim ve orada yan yana oturan insanlar benim aradığım gerçek dünyaydı.. Yazımı sevgili Mehmet’in o resim için söylediği sözleriyle bitireyim. “Dikkat ettiniz mi?” diyordu “resimlerimde çizdiğim bütün insanlar yalnızdır”.

M. Meran Pakel

Dalyan, 26.06.2019

1 Comment

  1. Teşekkürlerimle

    Ece ÇALIKOĞLU
    iPad’imden gönderildi

    3 KURUŞ <comment-reply@wordpress.com> şunları yazdı (28 Haz 2019 18:24):

    meranpakel posted: ” Yukarıdaki başlık size, “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” cümlesini hatırlatabilir. Orhan Pamuk “Yeni Hayat” romanına bu cümleyle başladığında sene 1994 olmuştu. Beni etkileyen kitabın kapağını aşağıya alıyorum. Kitabın kapağında”

    Like

Leave a comment