

Yukarıya aldığım resimde gördüğünüz çocuğun saf ve masum, boş bakışlarına aldanmayın, o, ileride bir dahi olarak karşımıza çıkacak… aşağıya biraz daha ilerlemiş yaşta bir fotoğrafını daha alıyorum.

Evet, bu resimlerde gördüğünüz genç Albert Einstein. Onu uzun uzun anlatmaya gerek yok. Konumuzdan ayrılmadan devam edelim. Hitler rejiminden kaçan arkadaşı Macar asıllı fizikçi Leo Szilard ( Hayatı ve uğraşları başlı başına bir kitap doldurur.) Albert’e, Hitler’in çok yakın bir gelecekte dünyayı etkileyecek bir bomba üzerinde çalışmaya başlamaları için fizikçileri topladığını ve bunun üzerine yoğunlaştıklarını anlatır ve endişe içinde bunu önlemenin yollarını sorar. Tek çare Amerika’nın bir an önce bu çalışmaları yapmasıdır ona göre. Leo’yu Amerika’da tanıyan yoktur, ama Albert’in sözüne herkes inanır. Sonunda ikna eder. İstediği tek şey Başkan’ı uyarmak ve önlem almaktır. Albert bunun üzerine Başkan Roosevelt’e bir mektup yazar. Mektubun orijinal fotoğrafını aşağıda veriyorum.

Mektubun yazıldığı tarih 2 Ağustos 1939 dur.. Ve dünyayı kasıp kavuracak felaketin başlamasına daha otuz gün vardır. Endişeleri dile getiren mektubu Başkan ciddiye alır ve Hitler’den daha büyük bir bela olacak olan ‘Manhattan Projesini’ başlatır. Bu çok gizli projeden kendi yakın çalışma arkadaşlarının, yardımcısı Truman dahil, haberi yoktur. Projenin teknik başkanı Robert Oppenheim, askeri sorumlusu Tuğgeneral Grooves’dir. Bu iki sapkın adamı usanmadan tekrar yazacağım için geçiyorum.

Savaş biteli on sene olmasına karşın devam eden ‘nükleer araştırmalar’ onun da sabrını taşırmış olmalı ki en yakın arkadaşı Linus Paulind’e şu sözleri söylemiştir. İfade saygın nobelli Pauling’e aittir.
“Hayatımda en büyük yanlışım o mektubu başkana yazmak oldu. Yazmasaydım kesinlikle bu proje başlamayacaktı.” Ve ölmeden az önce ‘Nükleer Karşıtı’ Bertrand Russell ve arkadaşlarının beyannamesini imzaladı.
M. Meran Pakel
Dalyan, 02.07.2019