
Günümüzden tam kırk beş sene önce Polatlı’da Yedek Subay olmak için gün sayarken Kıbrıs Barış Harekatı başladı. Bu çok özel günleri ayrı yazacağım, ben sizi daha gerilere götürmek istiyorum, tam tamına yüz sene öncesine. 20 Temmuz 1919 günü Yeni Zelanda’da “Tuakau” köyünde bir çiftçi ailesinin oğlu doğdu. Adını Edmunt koydular. Annesi köy öğretmeniydi, ilkokulunu köyde okudu, zayıf çelimsiz ve içine kapanık çocuğunun daha iyi eğitim alabilmesi için onu Auckland’a şehre gönderdiler. Boyu hızla uzuyordu, bir okul gezisinde ilk defa kar ve kayakla tanıştı. On altı yaşındaydı, o gün kararını verdi, o dağlara çıkacaktı. Yirmi yaşında Yeni Zelanda’nın en yüksek dağına tırmandı, bu başarısı onu İngiliz ulusal Dağcılık Grubuna katılmasını sağladı. Artık kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır Edmund Percival Hilary’nin tek hedefi vardı aşağıda resmini aldığım dünyanın zirvesi.

Ve bu hedefine 29 Mayıs 1953 yılında ulaştı, Batı dünyası bu zirveye “Everest” adını vermişti oysa onun adı Cho-mo-lung-ma’ydı. Sondaki ma eki anne demek, “Kutsal Ana” dağın esas adıydı. Çoğunlukla sadece Hilary’nin adı görülür ilk çıkan insan olarak, oysa yanında bir yerli vardı, onun yardımı olmadan çıkamazdı. Adı Tenzing Norgay olan bu şarpa yani “hamalı” onun bir seferinde hayatını kurtarmıştı, ikisi ondan sonra hiç ayrılmadılar. Batı dünyası sadece kendi kahramanlarını öne çıkarır ama köyde babasının yanında arıcılıkla büyüyen Edmund vefasız değildi, şarpasından hiç kopmadı. Aşağıya önce Tenzing’in bir fotoğrafını ve sonra birlikte bir resmini ekliyorum.


Birleşik Krallığın Kraliçesi onu “Sir” ünvanıyla ve üç onur madalyası ile ödüllendirdi, Edmund gelirlerinin büyük bir kısmını Nepal’e okul, hastane ve hayır işlerinde kullanılması için harcadı. Tenzing’de Nepal’de bir “dağcılık enstitüsü açtı, aşağıda girişindeki resmini ekliyorum.

Edmund özel hayatında şanslı değildi, sevgili eşini ve kızını bir uçak kazasında kaybetti ama bu onu yıldırmadı, bir fon oluşturdu. Hükumetin izniyle ilk defa yaşarken özel olarak üzerinde resmi olan beş dolarlık para basıldı. Bu paralardan sadece bin adet basılmıştı ve hepsi fona verildi.

Üstü özel imzalı olan bu paralar gerektikçe açık arttırmada satılarak sosyal hizmetlerde kullanılıyor, elinize geçerse kıymetini bilin… Yolunuz Nepal’e düşerse orada aşağıdaki heykelleri göreceksiniz, iki arkadaş ve birlikte olarak.

Bugün, “Şarpalar olmasaydı, hiç bir şey başaramazdık” diyecek kadar açık sözlü, bu iki dünya insanını anmak istedim.
M. Meran Pakel
Dalyan, 20.07.2019