Babanızın size bir buluş mu yoksa bir servet mi bırakmasını yeğlersiniz ?

Yukarıdaki resimde gördüğünüz kişiyi daha önce hiç görmemiş olabilirsiniz ama onun soyadı ile çok karşılaştığınıza eminim. Önce adını söyleyeyim, George. Babası James bir marangozdu. 1841 yılında kendi buluşu için patent aldı. Buluşu bugün için önemsiz görülebilir ama o, ilk vidalı kaldırma aletinin yani ‘krikonun’ bulucusuydu. O yıllarda Amerika’nın en büyük projesi olan ‘Erie Kanal’ projesi için aile New York yakınında Albion’a taşındıklarında George on dört yaşındaydı. Yerel okullarda eğitim gördü. Babasını 1855’te kaybettiğinde yirmi dört yaşındaydı, okulu bıraktı. Önce bir tüccarın yanında katiplik yaptı, sonra babasının işine devam etmek için kollarını sıvadı. New York’ta bir iş aldı, hemen arkasından Chicago’da. Bütün bu işlerde babasının buluşunu kullanıyordu. Yeterli sermayesi olan büyük bir iş adamıydı artık. Chicago yakınında fabrika kurdu ve aşağıda gördüğünüz kendi tasarımını hayata geçirdi.

Evet artık onun soyadını yazabiliriz. George Pullman, kendi adıyla anılacak olan ‘Pulman’ uyunabilir trenlerinin yapımcısıydı. İç savaştan yeni çıkan ülkenin siparişlerini karşılamakta zorluk çekti. İşçiler için bir köy yaptı, adını tabii ki ‘Pullman’ koydu. Kilisesi, okulu, tiyatrosu olan bu köy günümüzde Chicago yakınlarındadır. Aşağıya 1800 sonlarına doğru görünüşünü alıyorum.

Bu köyde geçen iki filmi hatırlayacağınızı umuyorum. İlki Tom Hanks’in Mafya tetikçisi bir baba ile oğlunu anlatan film.

İkinci film ise meşhur ‘Kaçak’, bazı sahneleri burada çekildi.

Günümüzden tam 122 yıl önce yine bir Ekim gününde vefat ettiğinde geride tam 17.5 milyon dolar ve kurulu bir fabrika bıraktı. Bugün için pek büyük sayılmayan bu para o günkü Amerika’nın Milli Gelirinin tam 835’de biriydi dersem belki büyüklüğü anlaşılır. Vasiyeti gereği kurşun bir tabuta kondu, her tarafı kaynakla kapatıldı ve bilinmeyen bir yerde derin bir çukura indirildi, üzerine tonlarca demirli beton döküldü. Neden derseniz, cesedinin çıkarılıp işçiler tarafından parçalanacağına inanıyordu.

Tarihe ‘Pullman Grevi’ adıyla geçen ve bütün Amerika’yı saran demir yol işçilerinin grevinde yirmi işçi hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı. Konu başlı başına ayrı bir yazıyı doldurur. Sonucunda, bizim de 1 Mayıs günü kutladığımız ‘İşçi Bayramı’ işte bu iş yerinde başlamıştı.

İşte ben ne zaman Pulman koltuklu bir trene binsem aklıma bu üzücü olaylar gelir.

M. Meran Pakel

meranpakel@gmail.com

Dalyan, 15.10.2019

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s