
Sevgili arkadaşım Bozcaada’lı Tezer Tunabay geçtiğimiz günlerde telefon etti. ‘Bak sana bir ‘Ada’ sözü söyleyeyim, biz her zaman yarının işini bugünden yapma, yoksa…’ deriz. İşte yukarıya aldığım başlık ondan esinlendi. Gelelim yazımıza, daha önce yazdığımız Truva konusunun eksik kalan son bölümünü Hisarlık höyüğünün nasıl ‘Truva’ olarak kabul edildiğinin öyküsü, bu hikâyemiz.
Bildiğiniz gibi Heinrich Schlimann bir arkeolog değildi, sadece çocukluk hayali efsanevi bir şehrin peşinde koştu. Çanakkale civarında dört kazı yaptı ve Hisarlık kazısına Frank Calvert’in önerisi ile başladı. Uzun uzun kazacak zamanı yoktu. O yapılmaması gereken bir yolu seçti. Höyüğün altına uzanan bir galeri açtırdı.. Dinamit daha yeni bulunmuştu ona güvenmedi, bu işi bilen bir uzmanla çalıştı ve işçilere izin verildi. Tünel kara barutla doldurularak patlatıldı, oluşan yarma, ören yerini gezdiğinizde, işte bugün gördüğünüz büyük çukur, onun eseridir.
‘Priam’ın Hazinesini’ eşi Sophia ile burada bulduklarını söylediler. Şehrin antik Truva olduğu iddiasını, Avrupa ve Amerikan gazetelerine röportajlar vererek sürdürdü. Batı ‘Truva’yı kabullenmedi, Schlimann için tek bir yol kalmıştı, seçkin kişileri getirip Truva’yı göstermek.
İşte daha önce görmüş olduğunuz fotoğrafı tekrar aşağıya alıyorum.

Oturanlardan ortadaki kişi Osman Hamdi Bey, o zamanki görevi Eski Eserler Müdürü, solunda oturan Frank Calvert, Hisarlık höyüğünün yarısı onun arazisinde, İngiliz ve Amerikan sefiri. Sağda oturan kişi de Cambridge’de Müze müdürü. Renkli bir kişiliği var. Aristonun, Mezarını bulan bir arkeolog. Bu resimdem altı sene sonra ilk olimpiyatların organizasyon grubunda görev alarak, olimpiyatlara katılan kişi, adı Charles Waldstein ( sonradan soyadını da değiştirdi ).
Arka sırada soldaki kişiyi daha önce yazmıştım bir bilim adamı, Pataloji biliminin babası ama burada siyasi kimliği ile bulunuyor, Alman Liberal Parti Başkanı olarak, Rudollp Virchow. Onun yanındaki kişi Wilhelm Grempler, zooloji, etimoloji ve ilkçağ üzerine uzman bir pröfösör ( Tam adı Wilhelm Albert Hugo Heinrich Grempler ) Hemen arkasındaki fesli kişi ise Galip bey, Osman Hamdi beyin kardeşi. Onun uzmanlık alanı eski paralar.
Devam ediyoruz, Heinrich Schkimann’dan sonra bayan Calvert ve Bayan Babin var. İkisinin arasında biraz gerideki kişi ise, Wilhelm Dörpfeld, o arkeolojide stratigrafik çalışmayı başlatan bir arkeolog ve mimar. Aslen Prusyalı

Bayan Babin’in yanındaki kişi, eşi, o da enteresan birisi, araştırmacı, arkeoloğ ve gözlemci. Adı Charles Louis Emery Babin, Fransız araştırmacının, adını taşıyarak dünyayı dolaşan, inceleme yapan bir de gemi vardı, bugün halen yüzüyor mu bilmiyorum. Yanlarındaki uzun boylu kişi Friedrich Carl von Duhn, Heidelberg Üniversitesi Klasik Arkeoloji bölüm başkanı ve duvara yaslanmış, kayıtsız olan ise Carl Humann, biliyorsunuz o yıllarca Bergama’yı kazan Alman arkeolog.
O günkü toplantılara katılanlar yalnız bu anlattığım kişilerle sınırlı değil, elçiler, yabancı misyonerler ve bir gurup bilim ve arkeoloji uzmanı Çanakkale’de o hararetli tartışmaları izlediler. Toplantının sonunda artık ‘Truva’ tescil edilmişti. Bütün giderlerin Schlimann tarafından karşılandığını söylememe gerek yok,
Şimdi gelelim başlığımıza Beypazarı’na yolunuz düşmüşse evlerin çatı katlarında bitmemiş bölümler vardır. Özellikle bitirilmemiştir. Yarına yapacak bir işin kalmazsa bu dünyada işin bitmiştir felsefesiyle.
Enteresandır ki Truvanın tescilinden çok kısa bir zaman sonra Heinrich Schlimann’da hayatını kaybetti.
M. Meran Pakel
Dalyan, 12.08.2020