

En üstte gördüğünüz yer ‘Harput Kalesi’ Evliya Çelebi burayı gezdiği yıllarda kalenin içinde yerleşmiş insanlar ve evler vardı, şimdi giderseniz sadece yıkıntılar görürsünüz. Elazığ’ın eski yerleşim yeri olan bu bölge hemen şehrin yanında yer alıyor.
Şimdi gelelim bu sıcak yaz günlerinin en önemli icadı olan buzdolaplarına. Buzdolabının geçmişi o kadar fazla değil. Henüz seksen yaşında sayılır.

Reklamda gördüğünüz adamın, taşıdığı gibi buz kalıpları satılırdı, bizim çocukluğumuzda. Üstü ağaç talaşı ile kaplı bu kalıpları, satıcı testere ile keser, istediğiniz boyda parçayı taşıyabilmeniz için sazla bağlar ve erimeden evinize kadar götürebilirdiniz. Orada yıkanır, parçalara ayrılarak küpe konurdu. Küp bizim soğutucumuzdu. Evimize ilk buzdolabı 1953 senesinde girdi.

Ne kadar enteresandır ki buzdolabı ve soğutma tekniğinin gelişmesini otomobil sanayisine borçluyuz. Motorların soğutulması bu gelişmenin belki de bir başlangıcıdır. Gelelim en üstteki resmimize, eğer yolunuz Elazığ’a düşerse, Harput yakınlarında, bir mağara vardır adı eskiden halk arasında ‘Kudret Mağarasıydı’. Yazın en sıcak gününde bu mağaradan içeri girdiğinizde, soğuktan donarsınız. Her tarafından boyu bir metreye ulaşan buzlar sarkmaktadır. Buradan çıkarılan buzlar yıllarca Elazığ’da satıldı.

Dünyada bu mağaranın benzer örnekleri var, yalnız bize ait değil. Benim üzüldüğüm, yüzlerce sene önce neden bu buz oluşuyor diye merak eden olmamış, olsaydı belki de, soğutma teknolojisini biz başlatmış olurduk, daha acı tarafı bu duyarsızlık ve araştırmama bugün de devam ediyor. Yer altından gelen freon gazı mı yoksa ksenon gazı mı ? yoksa Nitrojen mi bu suları donduruyor diye düşünmüyoruz, ‘kuvvetli bir hava akımının’ sonucu diyerek geçiyoruz.
M. Meran Pakel
Dalyan, 14.08.2020