‘Boyamak’ tutkusu..

 Ülkemizde ‘Köy sanatları’ ile uğraşan kimse yok mu derseniz, elbette var. Bunların başında at arabası boyayan ustalar geliyor. İşte bugün anlatacağım Tevfik Ustayı Dikili’de böyle tanıdım. Önce Akhisar daha sonra sorarak onu buldum. Evi deniz kenarında bir apartman dairesi ama atölyesi çok daha gerilerde, bir köşede depo olarak zamanında kullanılmış tek katlı taş bir yapı, kalın ahşap büyük kapısından içeri girdiğiniz zaman  sadece boyalar ve boyanmış eşyalar görünüyordu.

‘Ben küçük bir çocuk olarak araba boyayıcı bir ustaya, çırak olarak girdim. Usta elime hiç fırça vermezdi, sadece hazırlamak için zımpara yapardım, sonra ilk kat boyayı nasıl hazırlayacağımı öğrendim, ona üstübeç katarak koyulaştırmayı ve bana aylar sonra sadece astar boyamam için izin verdi.  İçim içime sığmıyordu, boyamak istiyordum, ama kesinlikle izin yoktu. Sadece onun nasıl resimlediğini izleyebiliyor ve sızlanarak bakıyordum.  Bir akşam üstü her zaman yaptığı gibi ustam, ‘Güzelce temizle’ diyerek gitti, orada yatıp kalkıyorum, hava kararmak üzere iken bir adam geldi, yanında yeni aldığı ahşap araba ile, ‘Usta yok mu?’ dedi. ‘Yok, gitti’’’Hay Allah’ dedi, ‘Çok da acelem vardı, boyatmak için.’ Yüreklendim birden,’İstersen ben boyayayım, pek iyi olmayabilir ama işin acele ise..’ Adamın yüzü güldü,’Yapar mısın?’ dedi, Başımı salladım. ‘Ne zamana biter?’ Yarın öğleye gel dedim, inanır mısın öyle bir sevinçle başladım ki boyamaya, zımparası, astarını vurdum. Kurumasını bekledim heyecanla, gözümde uyku yoktu, tam kurumamıştı ama fırçayı tutmuyordu, çalışmaya başladım. Sabaha karşı araba bitmişti.  Uyku filan yoktu. Usta geldi, arabayı gördü, pırıl pırıl parlıyor. ‘Kim boyadı bunu’ dedi. Cevabımı beklemeden anladı, ‘Aferin sana meğer yanımda çırak değil, usta çalıştırıyor muşum.’ Bu benim için en değerli sözlerdi.’

Tevfik usta işte nasıl başladığını böyle anlattı, sonra İzmir Nato’da çalışan Amerikalılar onun işlerini duymuşlar onlara dolap, etajer ve benzeri ahşap eşyaları boyamağa başlamıştı. Benim ise isteğim çok farklıydı, ona ahşap tabak çanak boyatmak istiyordum. ‘Bilmem ki’ dedi. ‘Senin işin diğerleri gibi değil, deseni tam oturtmak lazım.’ Ne dediyse onu ikna ettim, ‘Bozuk çıkabilir’ dedi, ‘Her şey kabulüm’ dedim ve sonunda  örneği olmayan aşağıdaki eserleri yarattı.

Yolunuz Dikiliye düşerse Tevfik Ustayı hatırlayın onun kendine özel yarattığı bu tepsi ve tabaklar bugün Avrupa’nın birçok şehrinde yaşamaya devam ediyor.

M. Meran Pakel

Dalyan, 27.10.2020

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s