

En üstte fotoğrafta gördüğünüz kişi ‘Hayal Şehrin’ günümüzdeki bekçisi, Mustafa Tokyağsun. Büyük Britanya Prensi Charles dahil, yüzlerce ünlüyle tanıştı. Alttaki illustrasyon ise, şehrin on bir bin sene öncesinin çizimi. Solda görülen nehir şimdi ince cılız bir çay olarak halen akmaya devam ediyor. Günümüzde ona, Çarşamba Çayı adını vermişler
Bugün sizlere o devirdeki adını bilmediğimiz, sonradan arkeologların taktığı isimle, ‘Çatalhöyük’ evrensel kazısı üzerine yazmak istiyorum.
İlk bulan kişinin James Mellaart olduğunu daha önce yazmıştım. Onun için ‘yerin altını gören adam’ ünlemesi yakıştırlmıştı. Hiç yanıltmadı. Kazılara 1960 lı yılların sonlarına doğru başlandıysa da kesintiye uğradı. Ancak 1990 lı yıllardan sonra düzenli kazılar başlayabildi.

Her yıl çeşitli ülkelerden, giderek artan bir katılımla oluşan araştırma grubu, klasik arkeolojiden farklı bir yöntem izliyordu. Botanik, paleantoloji, sedimantoloji, mikroorganizmalar konusu dahil ayrı dallarda, çıkarılan her malzeme sonuçta bir bilgiye dönüştürülüyordu. İlk defa genetiği bozulmamış tohumların altından değerli olduğunu orada fark ettik.
Sonuçta dünya bu kazıya duyarsız kalmadı ve 2009 yılında Unesco Kültür Mirası listesine kabul edildi. 2012 yılından bu yana ise Unesco koruması altında.
Ortaya çıkan şehrin evlerinin tabanlarına, gömülü olarak bulunan mezarlardan çıkan sonuçlar şaşırtıcıydı. Adını bile bilmediğimiz bu insanlar, Sümerlerden binlerce sene öncesi, kendi dokumalarını yapıyorlardı. Daha önemlisi, hiç birisi, her hangi bir yaralama veya kavga sonucu değil, doğal olarak bu dünyadan ayrılmışlardı.
Yaklaşık sekiz bin kişinin yaşadığı hesaplanan bu yerde, hiçbir idari bina ortaya çıkarılamadı, başka bir deyişle ‘onlar idari yönetime ve bir lidere gerek duymadan eşit ve adil olarak’ birlikte yaşamışlardı. Üstelik bir yıl değil, kazı katmanlarına göre bin seneden fazla.. Sonunda bulundukları yerleri terk edip gitmişlerdi, bir savaş veya felaket sonucu olmaksızın. Burası için bir Ütopya değil gerçek bir ‘Hayal Şehir’ demekte haksız mıyım?
Dünyanın saygın Üniversitelerinden oluşan araştırma projesi katılımcıları, 2017 yılının sonunda ayrıldılar. Bundan sonra, benim hayal Şehrim artık küçük bir bütçe ile devam etmek zorunda.
Projenin sonlandırılmasında, acaba son yıllarda, Polonya Üniversitesi araştırma ekibinin, kemikler üzerinde yaptığı DNA testlerinin bir etkisi var mı bilmiyoruz.



Yazımızı, Konya, Çumra’nın Küçükköyündeki ‘Hayal Şehrimizden’ birkaç fotoğrafla bitirelim. ( Fotoğrafların Çatalhöyük Research Project’e ait olduğunu unutmadan ekleyelim. Sadece biri bana ait. )
M. Meran Pakel
Konya, 18.09.2021
209 ( 31/21 )