
İstanbul Sultanahmet Meydanındaki ‘Dikilitaş’ şehrin, sembol anıtlarından birisidir. Nasıl getirildiği ve ne zorluklarla taşındığı üzerine çok şeyler yazıldı. Uzunluğu yirmi metreye yakın olan tek parça granitin uzun zaman meydanda yatay konumda kaldığını, üzerindeki ‘Grekçe ve Latince’ yazıtlardan biliyoruz. Latince yazı taşın ağzından yazılmış; « Önceleri direnmiştim; fakat yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşımam gerekti. Her şey Theodosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor. Bana da galip geldiler ve reis Proclus’un idaresi altında otuz günde yükselmeye mecbur oldum. »
Obeliksi yerinden kaldırıp dikebilmek o günlerin olanaklarıyla üç seneden fazla sürmüş, bunu başarabilen kişinin adının Proclus olduğu ayrıca belgelenmiş. Taş doğrudan kaideye oturmuyor, dört kare prizma ile düşeyde dengelenmiş. Dikildiği tarihten günümüze, çok büyük depremler yaşanmasına karşın ( bunların arasında Ayasofyanın kubbesinin ve duvarlarının çatlama ve yarılmaları dahil ) bu eşsiz Mühendis nasıl başarmışsa, yerinden oynamamış bile.

Dikilitaş’ın ağırlığı yaklaşık iki yüz ton. Ama bu dünyanın en büyük anıt taşı yanında çok ufak kalıyor. Sadece bir karşılaştırma için önce Dikiltaşı yazmak istedim.
İnsan gücüyle taşınan en büyük taşın ağırlığı, bizim ‘Dikilitaşın’ tam altı katı, bin iki yüz ton. ( Bin altı yüz olduğunu iddia eden kaynakları saymıyorum.)

Resmini gördüğünüz kişi, Çar I. Peter. Bizim tarihimizde her ne kadar Deli Petro dense de o, İmparatorluğu, çılgın fikirleri ile etkileyen birisi. Onu çok seven eşi, Katerina, anısını yaşatmak için bir anıt yaptırmaya karar verir. Bu iş için Fransız Heykeltraş Etienne Maurice Falconet göreve başlar. Falconet dev bir taş ister, taş tek parça olacaktır., ne var ki başkent St. Petersburg yakınlarında böyle bir taş yoktur. Tüm ülkeye haber salınır. Üstelik bir ödül de vaat edilmiştir. Kuzey Rusya’da Lakhita köyü yakınında yerel halkın ‘Yıldırım Taşı’ dedikleri taş işte böyle bulunur.
Taş insan gücü ile başkente taşınır.


Çalışmalar başladığında sorunlar artar. Katerina yeterince görkemli olamayacağı endişesindedir Uzatmayalım, Falconet’in bıraktığı işi asistanı Marie Anne Colcot tamamlar, bu dev heykelin dökümü ise top döküm mühendisi Emelya Khaylov tarafından gerçekleştirilir, Rus heykeltıraş Fedor Gordeyev’in eklemeleri ile bitirilir. Ne var ki, kaideye doğal bir görünüm kazandırmak için, heykeltıraş Yuri Felten oldukça yontmuştur. 7 Ağustos 1782 yılında aşağıda gördüğünüz anıt açılır.

Atının üstünde Peter’i simgeleyen bu anıta, günümüzde Puşkin’in taktığı adla ‘Bronz Süvari’ deniyor. Halk arasında mistik bir gücü olduğuna inanlar da var.
İkinci Büyük Savaşta, ağır bombardıman altında bile üzerine gelen şimşekleri iten taş kaide, hiçbir zarar almadan yerinde kaldı. Kendi kurduğu şehri koruyan bu anıtı yolunuz St Petersburg’a düşerse ufalmış kaidesi ile görebilirsiniz.
M. Meran Pakel
Dalyan, 26.12.2021
224 ( 46 / 21 )
Yine zenginleştim bu benim için yeni olan bilgilerle.
Çok teşekkür ederim
LikeLike