
Yukarıya aldığım fotoğraf, Ankara’da Bahçelievler semtinde yakın zamanda çekildi. Bu sokaklar, benim çocukluğum ve ergenliğimin geçtiği yerler. 1950 li yılların başında bu gördüğünüz ağaçlar yoktu, sokakları topraktı. Yol kenarlarında gördüğünüz o ağaçlar birer küçük fidan olarak dikildi ve gerçekten hepsi bahçeli küçük şirin evler ortaya çıktı. Aşağıda fotoğrafını gördüğünüz, kendi bahçesini sulayan genç kadının hikâyesini bugün size anlatmak istiyorum.


Büyükelçi olan eşi, Şakir Emin beyin emekli olmasından sonra sakin ve sade bir hayat sürmek için semte geldiler ve 18. Sokaktaki evlerine yerleştiler.
Tarihçilerin, yazarların, siyasetçilerin, subayların ve öğretmenlerin yerleştiği semte şimdi bir de büyük elçi yerleşmişti ancak eşi ondan da ünlüydü.
1920 li yılların başında o zamanki adıyla Sanayi-i Nefise olan Güzel Sanatlar Akademisinin ‘Resim bölümüne kaydını yaptırdı Sabiha Ziya, kısa bir zaman sonra branş değiştirerek ‘Heykel Bölümüne’ geçti..

Daha okulu bitirmeden, Taksim’de yapılacak olan ‘Cumhuriyet Anıtı için, İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica’ya iki genç Türk; Hadi (Bara) Bey ve Sabiha Ziya asistan oldular, tüm yapım aşamasında çok emek verdiler.


Okulu bitirdiğinde Sabiha Ziya artık Cumhuriyetimizin ilk ‘Kadın Heykeltraşı’ olmuştur.
Yolunuz Mudanya’ya düşerse ‘Mütareke Anıtı’ onun eseridir.

Eğer Çankaya köşkünün bahçesine girebilirseniz, orada onun ‘Büyük Önderimiz’ için yaptığı heykeli göreceksiniz. Bu heykel büyük usta Michelangelo’nun kullandığı malzeme ile aynıdır. Özel olarak İtalya’dan getirilen ‘Carerra Mermerinden’ işlenmiştir.


Taşı işleyen bu nazik hanımı size daha iyi tanıtabilmek için, onun oturduğu evin çok yakınında oturan Sevgili arkadaşım Özcan Yaykın’ın sözleri ile bitirmek istiyorum yazımı.
“Sabiha Hanımın geldiğini hemen anlardık. Başında renkli beresi, şık giyimi ile köşeden göründüğünde, mahallenin bütün kedileri, onun yanına koşar, etrafını sararlardı”

Eli sert, yüreği sıcacık bir hanımdı Sevgili Sabiha Ziya Bengütaş..
M. Meran Pakel
Dalyan, 07.01.2022
229 ( 01 / 22 )