
Yukarıya fotoğrafını aldığım akarsu, Fırat’ın bir kolu olan Karasuya bağlanıyor, ona ‘Çaltı Suyu’ adını vermişler. Yüksekliği iki bin metrelere ulaşan sarp kayalıklar arasından geçen, bu çetin araziyi size daha iyi anlatabilmek için, bir iki fotoğraf ekliyorum.


Bugün anlatacağımız ‘Ülkemizin en güzel demiryolu’ işte bu suyun, bazen yanından çoğunlukla üstünden geçiyor.
Çetinkaya-Divriği Demiryolu yapım işini Nuri ve Abdurrahman Naci Bey (Demirağ) kardeşlerden Naci Bey üstleniyor. 1935 yılı kışında işe koyuluyor. Harita üzerinde Divriği’ye ulaşacak yolun uzunluğu yetmiş kilometre. Çetinkaya’dan sonra aşağıda fotoğrafını gördüğünüz Avşar istasyonu gelir, sonrasında Güneş istasyonu.

Demiryolu devamında tünele girer, tünelden çıkarsınız altınız uçurum, daracık bir köprü ile geçersiniz ve hemen bir başka tünele girersiniz.
Altınızda çılgın, kontrolsüz akan, vahşi bir su vardır, sarp yamaçlara çarparak giden. İşte sayısını bugün hatırlayamayacağım çoklukta tüneller ve köprülerle açılmıştır bu demiryolu. Ne yazık ki, çoğu zaman ya gece ya da sabaha karşı geçer bu yollardan trenler, çoğu insan bu güzelliği göremeden.
Bahçelievlerden çocukluk arkadaşım Savaş Güvezne uzun yıllar TRT de çalıştı. Bir gün bu demiryolu konusu açıldığında, ‘TRT bunu belgesel yaptı, Ben kameraman olarak, Lokomotifin önüne kendimi bağlattım, öyle çektim o yerleri, muhteşemdi’ diye anlatmıştı.
( Günümüzde Doğu Ekspresinin Kars yolcularından meraklılar, bu bölgeyi trende videoya alıp, Youtube’da yayınlamışlar, orada bulabilirsiniz. Ancak o azgın Çaltı önüne arkasına yapılan regülâtörlerle artık durgun bir su haline gelmiş.)
Aşağıya aldığım fotoğraflar o günkü şartların günümüze kalmış belgeleri.




Tüneller, delik delme makineleri henüz ülkemizde olmadığı için, murç ve balyozlarla delik delerek açıldı. O çalışmalara katılmış bir işçi bana, ‘Ben varyozcuydum, işimde çok iyi idim. Varyozu kaldırır bir sağdakine bir soldakine vururdum’ demişti. Balyoza, varyoz diyen Sivas’ın köylerinin güçlü gençleri bu tünellerden sonra tüm ülkede ‘Tünelci’ taş kaplamalarını yapan Gümüşhaneli işçiler ise ‘En iyi Taş Ustaları’ olarak nam salacaklardı. Doğanın sert kayaları kolayca teslim olmaz ancak günde bir yumurta boyu ilerlemeye müsaade ederlerdi. Aynı Demiryolu gibi ağır ilerleyen bu yazı dizimizde, Güneş istasyonunda bir mola vereceğiz.
Sağlıkla kalmanız dileklerimle.
M. Meran Pakel
Dalyan, 17.09.2022
264 (36/22 )