
Dünyamızın kabuğunun altında acaba neler var sorusunun cevabını araştırmak için başladığımız ve sonrasında ara verdiğimiz yazılarımızın son bölümü ile devam etmek istiyorum.
1950 li yılların sonlarına doğru ABD’nin başlattığı sondaj çalışmaları diğer adıyla ‘Mohole Projesi’ başarısızlıkla sonuçlandığını yazmıştık. Projeyi büyük bir ‘Maddi’ kayıp olarak gören guruplar, alaycı bir şekilde ‘Nohole Projesi’ adını yakıştırmışlardı, haksız da sayılmazlardı, tüm harcamalara karşı yer kabuğu delinememiş, bilgi alınamamıştı. Araya giren ‘Uzay Programları’ ve arkasından ‘Ay Macerası’, bu konunun unutulmasına neden oldu.
1960 lı yılların sonlarına doğru Sovyetler Birliği ( eski adıyla SSCB ) ülkenin en kuzeyinde Baltık denizine uzanan Kola yarımadasında aşağıya fotoğrafını aldığım binayı yaptılar.

Binanın büyüklüğünü anlatabilmek için aynı yıllarda Başkent Ankara’da tamamlanan Emek İş hanının fotoğrafını ekliyorum.

Emek binası yetmiş metreden biraz fazla yükseklikte, Rusların inşa ettikleri bina ise bunun neredeyse üçte ikisini geçiyor.
Kuzey kutbuna en yakın, kendi toprakları üzerinde yaptıkları bu binada, 1970 yılının baharında ‘Kabuğu delmeye’ başladılar. 80 li yıllara geldiğimizde o güne kadar, ekonomik hedefler için açılan petrol ve gaz kuyularının derinlik rekorlarını çoktan geçmişlerdi.


Delgiye başladıkları Petrol için üretilen makinenin yerini yeni bir makine almıştı ve bu makine ile 15000 metreye inmeyi planlamışlardı ancak bu hedefe hiçbir zaman ulaşamadılar.
90 lı yılların başında ‘ekonomik sıkıntıların’ doruğa ulaştığı Rusya’ da teknik sorunlar eklenince delgiyi durdurma kararı aldılar.
Bilimsel amaçlı açılan bu kuyu terk edilmeden önce ‘uluslar arası Bilim’ için birçok Üniversiteden bilim adamları davet edildiler. (Alta aldığım iki fotoğraf ABD kaynaklarından alınmıştır Delmede kullanılan boruların boyu otuz metreden fazla ve toplam takım ağırlığı iki yüz tondur)


Dünya tarihinde belki de ilk defa bu derinlikte ‘Özel’ bir araştırma yapıldı. Norveç’den Bergen Üniversitesi Jeofizik bilim adamları, ABD’den Wyoming Üniversitesi ve daha nicelerinin hizmetindeydi bu derin kuyu.(İlgilenenler İnternet ortamından ABD’li bilim adamlarının çektiği videoları izleyebilir)
Sonuçta neredeyse İskandinav yarım adasına kadar olan çok geniş bir bölgenin yer altı katmanlarının üç boyutlu haritasını çıkardılar.
Teorik olarak hesaplanan değerlerin yanlışlığı, sıcaklığın derinlere gidildikçe neredeyse iki katına çıktığını belirlediler, yer altında (sıkışmış Hidrojen gazı nedeniyle neredeyse bina havaya uçacaktı) gaz birikimlerini ortaya çıkardılar ama daha önemlisi binlerce metre aşağıda yeryüzü ile ilgili olmayan, tamamen yer altında oluşmuş ‘su’ ile karşılaştılar.
Ne yazık ki, bütün bilgilerimiz işte delinmesi için yıllar harcanan bu tek kuyu ile sınırlı. Mohoroviçiç’in uyumsuzluk derinliğine varılamayan kuyu kapatıldı ve terk edildi.

ABD ve Rusya dışında sadece Almanya yer altı ile ilgilendi ve bir kuyu da onlar açtılar. Sadece literatür olarak kısıtlı bilgi olan bu kuyu hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
Günümüzde insanoğlu koca evrende, altı ayda Marsa gidebiliyor. Ama iş küçücük Dünyamıza gelince işimiz zor.
Bu yazı daha önceki yıllarda yazmış olduğum ‘Arzın merkezine Seyahat’ yazısının bir tekrarı gibi oldu, o yazımı okumuş olanlar kusuruma bakmasın.
Mutlu günlerde buluşmak dileklerimle,
M. Meran Pakel
Dalyan, 18.03.2023
290 ( 11/23 )