
Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz gemi ve ona ismini veren kişilerin hikâyesini yazmaya çalışacağım bugün. Bu gemiyi seçmemin nedeni, ‘veda’ ediyor, kısa bir zaman sonra söküm işlemi başlayacak. Bu gemi tabii ki sıradan bir savaş gemisi değil, Rus donanmasının gözbebeği. Hiç yakıt almadan bütün dünyayı defalarca dolaşmış. O bir nükleer savaş gemisi. Ambarlarında dikine kalkan savaş uçakları var, aynı şekilde inebiliyorlar. Silahları ve savunma sistemleri ile tek başına neredeyse bir filoydu.
1978 yılında kızağa kondu ve 81 yılında denize indirildi. Bu sene, tam kırk yaşında denizlerden ayrılıyor ama bu onun ilk ayrılışı değil, önce onu anlatalım.
İlk nükleer gemi olarak denize indirildikten kısa bir zaman sonra Rusya dağıldı ‘Glastnost’ denilen açılımla parçalanan ülke, ekonomik sıkıntılar içine düştü, işte o yıllarda gemi Baltık filosunun limanlarına çekildi, kaderini beklemeye başladı. Yapılacak Batı yardımlarının içinde, ‘Nükleer’ gemilerin de tasfiyesi vardı, sonunu bekleyen geminin nükleer yakıtı boşaltıldı, silahlarından arındırıldı ve söküm kararı verildi, oysa daha on dört yaşında bir genç kızdı. Şansı vardı, ekonomik sıkıntı, gemi sektörünü ve sanayisini etkilemişti, hurdasının bile para etmeyeceği düşünüldü, limanda bırakıldı. Bordosundaki ‘Mikhail Frunze’ adı uzun yıllar paslanmadan yerinde kaldı.
Bu gemiye adını veren Mikail bir Kırgızdı. Rus Devriminin Kırgız ve Kafkas güçlerini o toparlamış ve devrimin en atak ordusunun başındaki kişiydi. Lenin ve Troçki’nin en güvendiği kişilerden biriydi. Çarlık Rusyasının yıkılmasından sonra, basit bir ülser ameliyatında hayatını kaybetti. Güçlü Stalin’in baskısı ile doktorların aşırı kloroform vermeleri sonucu Mikail’in hayatını kaybettiği hakkında halen yazılar yazılmaktadır. Bunlar araştırmacıların konusu.

Gemimizin de kaderi aynen Mikail gibi olacaktı ama dengeler değişti ve bir anda onu hatırladılar. Sökümden vaz geçildi, kızağa çekildi ve yeniden bir gelin gibi denize indirildi.

O artık 200 metreden büyük heybetli yapısı ile Donanmanın göz bebeği olmuştu. Büyük bir caydırıcı güçtü adeta. Artık yeni adıyla denizlerdeydi. ‘Amiral Lazarev’ Kruvazörü.
Gemiye adı verilen Lazarev, Baltık denizine yakın Vladimir şehrinde doğdu. Çocukluk hayali denizci olmaktı, St Petersburg’da Deniz Okulunu başarıyla bitirdi, seçilmiş olarak İngiliz Kraliyet Deniz Okuluna gönderildi. Beş senelik zorlu bir eğitimden sonra açık deniz kaptanı olarak ülkesine döndü. Navigasyon ve denizcilikte ölçüm konularında tam bir uzmandı artık. Araştırma projelerinde yer aldı. İlki 1813 yılında üç senelik bir dünya turuydu. İkinci araştırmaya 1820 yılında iki gemi ile çıktılar. Ana gemi Vostok ve yardımcı gemi Mırny, hedef o güne kadar gidilmemiş güney kutbuydu. İlk defa altıncı kıtayı haritaladılar, bu Antartikanın ilk keşfiydi. Yıllar sonra bu günleri unutturmamak için Rusya Merkez Bankası özel para bastırdı. Bu metal paraların üzerine Lazarev ve gemisi ayrıca dizayn edilmişti.

Üçüncü defa Dünya Gezisine 1822 yılında çıktı üç sene süren bu gezi birçok keşfin yanında, Meteorolojik bilgiler ve Etnografik bulgularla sonuçlandı.
Lazarev’in bundan sonraki serüveni Deniz Kuvvetlerinde devam etti. Rus Akdeniz filosunun başına getirilmişti ve rütbesi artık ‘amiral’ di. Biz onun adını ilk defa Ekim 1827 yılında öğrendik. ‘Navarin’ baskınında Rus donanmasının amiral gemisi ‘Azov’ un kumandanıydı.

Daha sonraki yıllarda ‘Çanakkale Boğazını’ kapatan donanmanın başındaydı. Bu kadar sene düşman olarak karşı karşıya geldiğimiz Amiral 1833 yılında ‘Karadeniz Filosu ile İstanbul Boğazından geçti ve Yeniköy körfezine demirledi. Bu sefer düşman olarak değil, bir dost olarak Padişah tarafından çağrılmıştı. Aşağıya fotoğrafını aldığım yerde ‘Hünkar İskelesi’ anlaşmasını Rus Çarının temsilcisinin yanında o imzaladı.

Daha sonra Sivastapol Valilisi olarak hayatını sürdürdü.

Küçücük dünyamızda bugün onu bir gezgin olarak hatırlıyoruz. Pasifiklerde, Antartika’da onun adının verildiği birçok yer bulunuyor. Onun çizdiği güney kutup buzulları haritasını, ondan tam yüz sene sonra Amundsen kullandı. Ana rotanın çizilmesi ve kutbun keşfine neden olacağını bilmeden yaşadı Lazarev.
İşte en başta anlattığımız gemiye adını veren, ‘Amiral Lazarev’ böyle bir insandı, Mikail Petroviç Lazarev.
Gemiye verilen her iki adin da Mikail ile başlaması belki de bir rastlantı.
M. Meran Pakel
Dalyan, 07.03.2021
187 (9/21)