Bir Kartpostalın Hikayesi

Yukarıda gördüğünüz resimle 1950’li yıllarda tanıştım. Babam, her türlü resim ve kartpostalı bir kutuda biriktirir, bazı günler açıp masada yeniden düzenlerdi. İşte o günlerden birinde masanın üzerinde, yorgun bana bakan sakallı adamı gördüm. Bana yazları gittiğimiz İstanbul Erenköy’deki küfesi sırtında, kızgın güneşte köşklerin ara sokaklarında sebze satan terli adamı hatırlattı. Çocuk olarak başına üşüşür, sihirbaz gibi küfesinden çıkanlara bakardık. O zamanlar bu adamlara “Zerzevatçı” denirdi. Bu resim benim favorim olmuştu. Babamda ayrıca buna benzer aynı çizgilerde bir başka resim daha vardı, yani topu topu iki tanecik kartpostal. Altında “1910 EVVEL” yazılıydı, siyah harflerle yani 1910 yıllarından önce, oysa ellili yıllarda bile vardı bu sokak sebzecileri. Hayatın, bu resmi benim karşıma çıkaracağından habersiz yıllar geçti. Seksenli yıllarda Bodrum’da tanıştığım ve sonradan arkadaşım olan Metin Acar’ın evinde havadan sudan konuşurken “En güzel İstanbul karikatürlerini Mitrich çizmiştir” dedi. “Tanımıyorum” dediğimde yerinden kalktı, içerideki odadan kucağında bir yığın resim çerçevesi ile geldi, ahşap masanın üzerine koydu. Meraklı kedileriyle birlikte, resimlere baka kaldım. İşte, çocukluğumda gördüğüm o kartpostal önümdeydi, hem de orijinal olarak. Peki, kimdi bu Mitrich ? Metin Acar anlatıyor:

” Aslen İtalyan, ön adı Alfonsi. suluboya ve yağlıboya olarak çalışmış. İstanbul karikatürlarinden şu anda mevcut sadece on dokuz adet var ve hepsi bende. Yağlıboya yaptığı kendi portresini gördüm, muhteşem bir eser İzmir’de bir Hanımefendide, ama satmıyor.”

Şimdi burada duralım ve 50 li yıllara tekrar dönelim.

Yukarıdaki resimleri “Beyoğlu Belleğinden” aldım. Şehrin geçmişini unutturmamak için eskiden ne olduğunu yazan güzel plaketlerle birlikte. Odakule’nin olduğu bu yerde eskiden “Karlman Pasajı” vardı. Bu pasajda bir dükkan özellikle akademi talebeleri ve ressamlar için önemliydi. Bu dükkanda en kaliteli resim malzemelerini, fırçaları, boyaları ve bilhassa resim kağıtlarını bulabilirdiniz, hem de dünyanın en iyi firmalarının. Dükkanın sahibi Mösyö Paul’dü. Geniş dükkanında aynı zamanda sulu boya ve yağlı boya resim satardı. Gelecek gördüğü genç ressamların eserlerini malzeme karşılığında veya satın alırdı. Mitrich!in İstanbul’da ne kadar kaldığını bilmiyoruz. Tek bildiğimiz çalkantılı bir devrede, İmparatorluk yıkılırken ve Cumhuriyet kurulurken ayrıldığı. Elde bulunan bütün eserlerinin arkasında aynı yazı var. Eserin bütün haklarını Paul Fruch’a devrettiğine dair. Aşağıya orijinal yazıyı alıyorum.

Resimlerin hepsinin arkası, o günlerin İstanbul’da en geçerli lisanı olan Fransızcayla yazılmış. Metnin kaligrafisinden yazıyı Mösyö Paul’un yazdığı ve Mitrich’in imzaladığı anlaşılıyor. Tarih 3 Temmuz 1923 Mitrich’in İstanbul’da kaç sene kaldığı bilinmiyor, sadece iki yorum var. Birincisi, kaldığı yıllarda resme fazla ilgi olmadığı için zor günler geçirdiği ve borçlarına karşılık bu resimleri Mösyö Paul’e verdiği, Diğeri ise, Mösyö Paul’ün bu resimleri satın aldığı. Bana bu ikinci daha doğru geliyor yazılan Fransızca metinde tüm haklarının devredildiği yazılmış. Mösyü Paul bu resimlerin tutulacağına inanmış ve daha sonra bazılarından kartpostal yaptırarak bastırmış. İşte babamın koleksiyonundaki resmin hikayesi.

İnternette görülen Mitrich illstrasyonları üzülerek söylemem gerekirse aslıdan yapılmış profesyonel kopyalar. Aşağıya orijinal Mitrich ve İnternetteki resmi alt alta ekliyorum.

Alfonsi Mitrich yaptığı tüm resimlerinde en ufak detayı bile işlerken kopyasında detaylar alınmamış, geçiştirilmiştir. Oturduğu kilimde ve giyimlerde bunu göreceksiniz. Kullanılan boya kalitesini ise nargilenin cam bölümünde rahatlıkla görebilirsiniz. Bu kadar sözden sonra Mitrich’in son kalan eserlerinden bazılarını ekleyerek yazıyı bitirelim.

Kemancılar
Yahudi ve Bezirgan ( sol köşede 1910 tarihi işlenmiş )
Pazaryeri, Hamalların Kavgası
Çeşmebaşında
Arzuhalciler
Seyyar Dişçi
“Taze süt var…taze süt”
Kızarmış balık satıcısı
Eskici
Şerbetçi

M. Meran Pakel

Dalyan, 03.06.2019

1 Comment

  1. Çok teşekkürler,
    Alfonsi amcayı tanımama ve bir dua göndermeme vesile oldunuz.

    Ece ÇALIKOĞLU
    iPad’imden gönderildi

    3 KURUŞ <comment-reply@wordpress.com> şunları yazdı (4 Haz 2019 19:03):

    meranpakel posted: ” Yukarıda gördüğünüz resimle 1950’li yıllarda tanıştım. Babam, her türlü resim ve kartpostalı bir kutuda biriktirir, bazı günler açıp masada yeniden düzenlerdi. İşte o günlerden birinde masanın üzerinde, yorgun bana bakan sakallı adamı gördüm. Bana “

    Liked by 1 person

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s