

Yukarıdaki resimde gördüğünüz yerin adı Santa Fe, bu yerleşim yerinin geçmişi İspanyollara kadar uzanıyor. 1610 yılında kurulmuş, İspanyolca “Kutsal İnanış” anlamına geliyor. 1942 yılında sessiz sedasız yirmi kilometre kuzeybatısında Los Alamos’da bir araştırma laboratuarı açıldı.

Üç yıl tam bir gizlilik içinde çalışmalarını yürüttü, çalışanlardan üst düzey yöneticilerin kimliklerindeki isim bile gerçek adları değildi. Amerikanın üç büyük Üniversitesinin ( Berkeley, Princeton ve Chıcago ) çalışanlarının büyük bir bölümü bu projeye dahil edildi. Projenin başında bir sivil Fizikçi ve bir general vardı. Günümüzden tam yetmiş dört yıl öncesi yine Temmuz ayında gizlilikle yürütülen çalışmaların sonuna gelmiştiler. Deneme sahası olarak, yine New Meksika eyaletinde çok uzak olmayan boş bir arazi seçildi. Seçilen yerin adını İspanyollar koymuştu. “Jomado del muerto” ne anlama geldiğini sonra yazacağım. Bu araziye aşağıya resimde gördüğünüz çelik kule inşa edilmişti. Tarih 16 Temmuzu gösteriyordu, çalışanların çoğu sıcaktan üstlerini çıkarmışlardı, Gizlice getirilen metal küre, vinç yardımı ile kaldırıldı.


Etraf boşaltıldı, güvenli mesafeye çekildi izleyiciler ve bekleyiş başladı. Einstein’ın 1939 yılında Alman tehlikesi üzerine yazdığı mektuptan etkilenen Rosevelt 1942 yılında kod adı “Manhattan” olan bu gizli projeyi başlatmıştı. Proje çok güçlü bir bombanın yapılması projesiydi. Yani “Atom Bombasının”. Deneyin yapılacağı gün artık bu tehlike bitmiş, Avrup’da bir aydır zafer sevinç gösterileri yapılıyordu. Projeyi başlatan Başkan Rosevelt ise üç ay önce vefat etmişti, kısacası başlamasına neden olanlar ortada yoktu. Üstelik çok gizli olarak Chıcago Üniversitesinin Metalürji Laboratuar Başkanından bir rapor üst düzey yetkililere ulaştırılmıştı. Tarihe “Frank Report” olarak geçen bu yazıda yapılan çalışmalardan rahatsız olan çalışanların, bu yapılan çalışmaların ileride ciddi bir askeri ve sosyal tehlike oluşturacakları endişesi belirtiliyordu. Dikkate bile alınmadı.


Artık serbest bırakılan gizli raporun iki sayfasını yukarıya aldım. Devam edelim, ıssız vadideki sessiz bekleyiş öğleden sonraya kadar sürdü. Saatler tam 17;00 gösterdiğinde bomba kuleden serbest bırakıldığında ön patlayıcılar ateşlenmişti. Şiddetle yere çarptı, ve ortalık birden aşırı ışıktan görünmez oldu. o gün güneş sanki iki defa doğmuştu. 16 Temmuz 1945 tarihe “Atom Çağı”nın başlangıç günü olarak işlendi. Artık cin lambadan çıkmıştı…

Yukarıda resimde gördüğünüz iki sapkın adamdan Oppenheimer, bu ilk bombaya “Trinity” adını vermiştir. Yani Baba, oğul ve kutsal Ruh üçlemesinin dinsel adını… Bomba patladıktan sonra söyledikleri bir ibret dersidir. “Now, I become death, the destroyer of the world” ( Şimdi ben ölümüm, dünyayı yok eden. ) Bununla da yetinmemiş, günlüğüne ” artık Prometeus’u daha iyi anlıyorum, neden ateşi çaldığını” notlarını eklemiştir. Evet, o gün “Atom Bombası” ile gerçekten Tanrı Zeus’tan ölümcül güç ateş olarak dünyaya getirilmiştir.
Alamogordo’daki Jomado del Muerto çölünde radyasyon o kadar yüksekti ki günlerce patlama alanına giremediler, doz düştüğü zaman girildiğinde gördükleri korkunçtu, çelik kule erimiş ve tamamen kaybolmuştu, geriye sadece ayaklar için dökülen betonların temel demirleri kalmıştı… Jomato del Muerto yani “Ölüme Çalışılan gün” İspanyolların koyduğu isim gibi sadece yok etmeye çalışmıştı.

Bu gün bu patlamanın olduğu yerde, bir dikili taş var. Üzerindeki plakette “ilk atom bombasının ” burada patlatıldığını yazan…

Yazımı bu lanetli çölü ve korkunç günü unutmamamız gerçeğiyle bitiriyorum.
M. Meran Pakel
Dalyan, 05.07.2019