
19 Şubat sabahı, İstanbul halkı top sesleriyle uyandı. Bayram sabahıydı, top sesleri normaldi, ama sesler devam ettikçe bir anormallik olduğunu anladılar, zaten sur dışında yaşayanlar durumun, yani felaketin büyüklüğünü çoktan anlamışlardı. Siyah gökyüzünün iyice kararttığı denizdeki gemilerden karaya doğru top atışları aralıksız sürüyordu.
Evet, bu anlattığım olay günümüzden iki yüz iki sene önce oldu. Geçilmez Çanakkale boğazını geçen İngiliz donanması İstanbul önlerine dayanmış ‘Payitaht Osmanlı’yı topa tutuyordu. İsterseniz olayı başından anlatayım. İngiliz amirali John Duckworth idaresindeki topu topu on dört parçalık İngiliz donanması, güçlü gemileriyle 11 Şubat günü Bozcaada önlerine gelmiş, fakat kuvvetli poyraz yüzünden boğazlara girememişlerdi. Adada bir haftaya yakın kaldılar, rüzgar kesilince boğaza girdiler. İngiliz donanmasının boğazda seyir ederken yapılmış yağlı boya resmi aşağıya alıyorum.

Girişteki kaleleri topa tuttular, Çanakkale’yi ve Gelibolu’yu geçtiler. Bir gemiyi, dönüş için boğazın ağzını tutmak üzere bıraktılar. Filonun önemli gemilerinin bazılarının resimlerini aşağıya alıyorum.




Bu gemilerin dışında HMS Glatton ve HNS Meteor mühimmat gemisini sayabiliriz. Bu donanma Marmara’da seyir yapan ufak bir Osmanlı filosuyla karşılaştı, üzülerek söylemek gerekir, bazılarını esir aldı. Bu çatışmayı bile resmetmişler.

Tekrar başa dönersek, İstanbul’u korku içinde bırakan ve Padişah III. Selim’i endişelendiren bu olay karşısında çaresiz kalan saray sahillere toplar yerleştirmeye başladı. Gemiye elçi bile gönderdiler. Sonunda Osmanlı Donanması yetişti gibi bir şey bekliyorsanız yanıldınız. On üç gemiyle İstanbul’a kök söktüren bu filoyu payitahtın başkentinden Karadeniz’den esmeye başlayan rüzgar kurtardı. Bütün filo Marmara’da sürüklenmeye başladı, Büyükada önlerinde dağıldılar. Zorunlu olarak rüzgarı arkalarına alarak Çanakkale boğazından tekrar Ege’ye açıldılar. Nasıl olmuştu da hiç bir zorlukla karşılaşmadan o boğazları geçtiler diye düşünürseniz, cevabı aşağıda.
Şimdi gelelim başlığımıza, İngiliz olsun, başkası olsun affetmez, Koca İmparatorluk kendisini koruyacak olan ordusunun büyük bir kısmına ‘Bayram İzni’ vermişti. Topların başında nöbetçi bile yoktu…
M. Meran Pakel
Dalyan, 09.08.2019