
Lee Falk ve hikayesini size basit olarak yazmıştım, ama bu işin en önemli emekçisine ayrı bir saygım var. Adı Phil Davis. Zor günlerle geçen evliliği bu adamı erken yaşta çökertmişti. Hayata resimle başlamıştı, yazmayı öğrenmeden çiziyor, resim yapıyordu, onun için resim öncelikliydi. Komşuları olan bir profesör ondaki bu çizim özelliğini gördü, ısrarla üniversiteye gitmesini istedi. Washington Üniversitesinde Teknik Resim dersleri aldı. Uzatmayalım, acılarla dolu yıllar sonunda, St. Louis şehrinde küçücük bürosunda resim ve desenler yaparak hayatını sürdürürken bir gün kapısı açıldı, içeriye yirmi yaşlarında bir genç girdi. Kendinden beş yaş küçük olan bu gencin yanında o çok daha yaşlı duruyordu. Konuşmaları sadece kırk beş dakika sürdü, el sıkıştılar, ve odadan çıkar çıkmaz Phil çalışmaya başladı.

Lee dört gün sonra aynı ofise geldi. Phil’in hazırladığı bütün çizimleri aldı ve New York’a gitti. Bir hatırlatma yapayım, 1934 senesinde Missouri eyaleti ile New York arasındaki mesafe neredeyse tüm Türkiye’yi geçmekle eşit, 1600 km ve on altı, on yedi saat süren bir yolculuk demek. King Features Şirketinden içeri giren bu yirmi üç yaşındaki çocuk, toplantıya kabul edildi. Kendisinden yaşlı deneyimli işletmecilerle toplantısı bir saate yakın sürdü. Lee dışarı çıktığında her şeyi kabul ettirmiş ve hayali ‘Mandrake’ yaşama “merhaba” demişti. Lee bir daha doğduğu kente geri dönmedi, New York’a yerleşti. O yazıyor ve Phil aralıksız çalışıyordu. Sadece pazar günleri yayınlanması planlanan ‘Mandrake’ yoğun istek nedeniyle her gün yayınlanmaya başlamıştı. Phil o arada Martha Grocott Walter’le tanıştı. Hemen evlendiler, Mandrake’nin sihiri ona uğurlu gelmiş, hayatı değişmişti. İleride o günleri şöyle anlatacaktır. “Günde on dört saat çalışıyordum. Sadece hafta sonları eşimle birbirimize ayıracak zaman bulabiliyorduk.” 1936 yılına geldiğimizde Mandrake artık iki yüz elli üç gazete ve dergide yayınlanıyordu ve bunlardan kırkı yabancı ülkelerdeydi. Ülkemize ilk defa 1940 yılında girdi Mandrake, ilk sayıyı aşağıya alıyorum. ( Kendi özel koleksiyonumdan )

Phil’in eşi Martha çok iyi bir kostüm desinatörüydü. Ayrı bir firmada çalışıyor, geceleri eşinin çizimlerine yardım ediyordu. Prenses Narda giyiminden fiziğine tamamen onun eseriydi. Martha’nın çizimleri ile Narda’yı aşağıya alıyorum.



Martha’nın çizimleri etkisini çok çabuk gösterdi, artık Mandrake’yi kadınlar da okuyordu, Prenses Narda’nın özel giyimlerini merak ettikleri için. 1936 yılından sonra ekip artık iyice çoğalmıştı, Phil kurşun kalem çiziyor, iki yardımcısı çiniliyordu. Yazıları yazan ayrıydı. Phil biraz zaman bulmuştu ve bu sayede yaptığı çalışma ona ödül getirdi. Halen verilen Gazeteciler Cemiyeti Ulusal madalyası onun eseri olan çizimden çıkmıştır.

Savaş başlayınca Phil askere gitti, bu sefer aldığı eğitime uygun olarak Ordu için teknik çizimler ve çalışmalar yaptı. Peki bu günlerde Mandrake yayınlanmadı mı ? Hayır kesintisiz devam ediyordu. Kim çiziyordu derseniz, eşi Martha, o dönünceye kadar hep çizdi. 1964 yılı kışında Phil’in yorgun bedeni ikinci krizi kaldıramadı ve otuz sene devam eden birliktelik bitti. Çizerler yaşlanabilir ve ölebilir ama kahramanların devam etmesi gerekir.. Martha eşinin arkasından yeni ressam bulununcaya kadar aralıksız bir sene çizim yaptı. Yeni ressam Fred Fredericks ise 1964 sonunda başladı ve 2013 yılına kadar sürdürdü. Son on dört senesinde yaratıcısı Lee Falk’da artık yoktu.
Lee Falk nasıl olmuştu da kendisinden yaşça büyük bu insanları bu kadar kolay etkilemişti. Phil ile ilk görüşmesinde ona “öyle bir tip yaratacaksın ki senin ve benim fiziğimiz olacak” demişti. Gerçekten ‘Mandrake’ ikisinin karışımıydı ve daha çok Phil’e benziyordu.

Phil, Martha ve daha sonra Fred hep kendi yarattıkları o çizgi kahramanının esiri olmuşlardı, ona bağlıydılar.
Sizce gerçek sihirbaz Mandrake mi yoksa Lee Falk mu ?
M. Meran Pakel
Dalyan, 21.08.2019