
Resmini gördüğünüz ‘Cafe-Restaurant’ Paris’te ilk kahve içilen mekan, bu sene 330 yaşını doldurdu. Bu yerin hikayesini anlatmadan önce size biraz ‘kahve’ den bahsetmem gerekiyor. Kahve bitkisinin kökeni Afrika, bodur bir ağaç. Kolomb, yeni kıtayı keşfetmeden önce tanıdığımız için yanılıyor olabiliriz, ekvator kuşağını seven bir bitki. Yıllar önce Bilim ve Teknik dergisinden hatırladığım bilgilerle yazıyorum. Yemen’de bir köylü, bilgisine güvendiği bir keşişin yanına gider ve keçilerinin günlerdir uyumadığını söyler, birlikte adamın ağılına giderler, tüm keçilerin gözleri kıpkırmızıdır. Keşiş “Bunları nereye götürdün?” diye sorar, birlikte yola düşerler ve orada yeşil yapraklı bitkileri gösterir. Bitkiyi inceler ve küçük meyvalarını toplar, birlikte döndüklerinde kaynatır ve içerler. İşte Yemen’de bulunan ilk ‘Keh-we’ nin hikayesi budur.



Şimdi gelelim hikayemize, 1669 yılında Osmanlı imparatoru, ‘Avcı’ lakaplı 4. Mehmet aşağıda resmini gördüğünüz Fransa kralı 14. Lui’ye bir elçi gönderir.

Fransa tarihinin 72 sene 110 gün süren, en uzun zamanlı bu kralı çok kibirlidir. Kendini ‘dünyanın kralı’ olarak görmekte ve adının önüne ‘Güneş imparatoru’ (Le roi Soleil) diyecek kadar kendini beğenmiştir. Paris dışında av köşkü olarak yapılmış, sonradan saraya çevrilmiş ‘Versay’ da yaşamaktadır. İşte bizim elçi, Müteferrika Süleyman Ağa ( Buradaki Müteferrika kelimesi devlet idaresinde Osmanlı’da elçi, ara bulucu gibi anlamlarda kullanılmaktadır.) yaman bir adamdır. Haşmetli Fransa kralının huzuruna normal kıyafeti ile çıkar.

Süleyman Ağa bununla da kalmaz, kralın önünde yere eğilmesi gerektiği söylendiğinde “Ben Osmanlı İmparatorluğunun temsilcisiyim. Bir ülke diğerinin önünde eğilmez” diyecek kadar cesurdur. Kaynaklar 14. Lui’nin çok kızdığını ve onu Versay’dan kovduğunu yazıyor. Süleyman Ağa Paris’e yerleşir.

Süleyman Ağa Paris’te renkli kişiliği ile bir anda ‘sosyete’nin ilgi odağı olur. Misafirleri, en çok, onun ikram ettiği koyu renkli sıvıyı içmekten hoşlanırlar. Türbanı, halıyı, kaftanı ve yastığı Parislilere o tanıtır, bunların modası başlar. Ama en çabuk yayılan onun ikram ettiği ‘kahve’ olacaktır. Ancak ticari olarak Paris’te ilk kahve evinin açılması için on yedi sene daha geçecektir. En üstte resmini koyduğum ‘Cafe Procope’ 1689 yılında açılır. Yolunuz düşerse bu gerçek tarih olan mekanda bir kahve ile geçmişe dönebilirsiniz.


M. Meran Pakel
meranpakel@gmail.com
Dalyan, 14.09.2019