
Yukarıya resmini aldığım kişi, Billy Hayes, onunla aynı zamanlarda aşağıda gördüğünüz mekanlarda dolaşmışız. O bir ‘hippie’ olarak İstanbul’a geldiğinde, tüm ‘çiçek çocukların’ buluşma yeri Sultanahmet meydanıydı.


‘Pudding Shop’ diğer bilinen adıyla ‘Lale Restoran’ en popüler mekandı. Buluşmak isteyen buraya not bırakır, pano her çeşit yazı ile dolardı. Hatta o kadar ileri gitmişti ki, çocuklarından haber alamayan aileler buraya mektup yazar ve panoya asılırdı. Bu pano öyle zannediyorum ki Türkiye’de ilktir. Ders çalışmaktan yorulduğumda Beyazıt’ta evden çıkar, beş dakika sonra yanlarında olurdum. Ucuz ve hoşgörülü bir semtti o zamanlar Sultanahmet. Burada toplanmalarının tek nedeni, Katmandu otobüslerinin buradan kalkıyor olmasıydı. İki katlı otobüsleri ilk defa bu meydanda rengarenk boyanmış olarak gördük. Tekrar başa dönersek, Billy kız arkadaşı ile İstanbul’u terk ederken Yeşilköy hava alanında iki kilo esrar ile yakalanır. Uyuşturucuyu kendi kullandığını söylemek yerine verdiği yanlış ifade ‘Kaçakçılığa’ çevrilir ve ilk karar 30 yıl hapis olarak onanır. 1970 yılında başlayan hapishane günleri, daha sonra nakledildiği İmralı’dan sandalla kaçıp Yunanistan’a geçmesi ile 1975 yılında sonlanır. Aşağıya o gün kaçışı gösteren gazete haberini ekliyorum.

Billy, ülkesine döndükten sonra ‘kaçırılmasını’ sağlayanların isteği üzerine kitabını yazar. Aşağıya kapak resmini aldığım ‘Midnight Express’ kitabı basılır.

1960 sonlarının gençleri kirlenmiş dünyayı vurgulamak için yıkanmazlar, büyük bir yanılgıyla hemen sistem onlara ‘Bitli Turist’ adını takmış, söylemlerine kulak tıkamıştır. 1968’de başkanlık koltuğuna oturan R. Nixon her şeyi ‘uyuşturucuya’ bağlamıştır. Onun için tek bir hedef vardır, trafiğin merkezinde gördüğü Türkiye afyon üretimini durdurmalıdır. Sonuçlar karşılıksız kaldığı gibi kendisi 1974 yazında ‘Watergate’ skandalı yüzünden istifa edecektir, ancak yerine geçen yardımcısı için Billy’nin kitabı zamanında gelmiştir. Senaryoyu aşağıda gördüğünüz Oliver Stone yazacak ve kitapta olmayan bölümler, sahneler ekleyecektir.

O yıllarda otuzlu yaşlarındadır ve ilk deneyimidir usta yönetmenin… (Sonraki yıllarında sorgulayan W, JFK ve Nixon gibi filmleri ile onu izledik.)

Midnight Express beklenenden büyük ilgi gördü, iki Oskar kazandı. Türkiye’de gösterimi yasaklandı. Sonra ne oldu derseniz, Billy yıllar sonra yarı belgesel aynı filmi ‘Return Midnight’ olarak çevirdi. Cannes film festivalinde özel gösterimde sunuldu, Belgesel insanlara yerleşen ‘sinemanın gücünü’ yine de silemedi.
Bu yazıyı filmin çekimi üzerinden tam elli yıl geçtikten sonra yazıyorum. Billy hiç bir şey olmamış gibi Polis Akademisinin İkinci sempozyumuna katılmak için İstanbul’a geldi. Konuşma da yaptı. Tutuklanması bir yana alkışlanarak uğurlandı 2007 senesinde, acaba her şey bize gösterilenden farklı mı diye düşünüyorum…

M. Meran Pakel
meranpakel@gmail.com
16.09.2019