
Yukarıdaki resim Hindistan’da çekilmiş. Bu genç bisikletçiler ‘Bisiklet Günü’ anısına orada toplanmışlar. Bugün bahsedeceğim Bisiklet günü ise başka bir gün, daha doğrusu yaşanmış bir olaydan dolayı bu ad verilmiş. Bir önceki yazımda size az da olsa Albert Hofmann’ı anlatmıştım. İşte onun adına tertiplenen günlerin hikayesi…
Albert, 16 Nisan 1943 günü, kendi laboratuvarında ürettiği LSD tozundan, kendi düşüncesine göre düşük doz olarak tahmin ettiği bir miktarı aldı, oysa bu doz inanılmaz yüksekti. O gün yaşadıklarını notlardan öğreniyoruz. Kendi evine bile gidemeyecek haldeydi, ayrıca evinin nerede olduğunu bile hatırlamıyordu. Bir müddet sonra yardımcısı onu aldı, o yıllarda otuzlu yaşlarındaki bu insanların tek vasıtası olan bisiklete bindirdi. Maceralı bir yolculukla eve geldiler. Hofmann’ın yaşadığı bu olay tarihe ‘bisiklet günü’ olarak geçti. Amerika’da, 1985 yılında, Thomas B. Roberts, 16 Nisan günü yerine, hafta sonuna uygun gelmesi için, değiştirerek 19 Nisan’ı ‘Bisiklet Günü’ olarak ilan etti ve kutlanmaya başlandı. O günü belirten afişi aşağıya alıyorum.

Afişte, aynı anda gece ve gündüzü yaşayan Hofmann, beyazlar içinde, İsviçre dağları önünde, bisiklette, hayal dünyasında olarak tasvir edilmiş.
Burada, o gün bisiklete binilmediğini ve LSD toplantısı olduğunu açıklamama gerek yok.
Şaşırtıcı bir benzerlikle, yine Nisan 2018’de toplanan Birleşmiş Milletler kurulu 3 Haziran’ı ‘Dünya Bisiklet Günü’ olarak kabul etti. Gerçek gün işte budur.
M. Meran Pakel
meranpakel@gmail.com
Dalyan, 19.09.2019