Bir Dakikada Çizen Dünyanın en Hızlı Ressamı

Yukarıda resmini gördüğünüz bir zamanların en şık, en güzel gemisiydi. ‘Ankara’ adındaki bu yolcu gemisi beş yıldızlı otel konforunda, dillere destan, başlı başına bir rüyaydı sanki. Bu gemi, bu derece özellikli olmasını disiplinli, bilgili ve üç dil bilen, her zaman şık, en ufak hataya fırsat vermeyen, unutulmaz kaptanı Şefik Gögen’e borçluydu. Aşağıya resmini aldığım bu efsane kaptan bütün diğer kaptanlara örnek olmuş ve denizcilerin gözünde en yüksek dereceye ulaşmıştı. Onu yine bir Kasım ayı içinde, tam otuz yıl önce, sevdiği uçsuz bucaksız denizlerine uğurladık.

Şefik Kaptan ve Ankara başlı başına bir romandır. 1950’li yıllarda, İstanbul Valisi Lütfü Kırdar misafirlerini uğurlamak için vapura biner, yolcu salonunda oturup konuşmaya başlarlar, kalkışa on beş dakika kala anons yapılır ‘yolcu olmayanların inmesi için’ ve son anons beş dakika kala duyulur. Vali, umursamaz konuşmaya devam eder. Şefik kaptan her zamanki titizliği ile ‘Vira’ der ve saatinde gemi kalkar. Sonrası tam bir şaşkınlık ve koşuşturmadır. Vali kıyıdan motor ister gemi yoluna devam ederken, ancak Sarayburnu açıklarında motor gemiye yetişir ve merdivenlerden zorlukla Vali motora atlar. (Oktay Sönmez’in ‘Anılarda gemiler’ kitabından) Belki bir gün kızı ve torunu anılarını yazar ümidiyle bekliyorum. Bizim bu günkü yazımıza dönecek olursak, 1956 yılının bir yaz günü Galata’dan Şefik Kaptanın Ankara vapuru, seçkin yolcuları ile hareket ettiğinde yolcular arasındaki, otuzlu yaşlarında şık giyinen genç bir adamı hayalleri ile birlikte götürmektedir Marsilya’ya. Akademi tahsili almıştır, kendine, kabiliyetine güvenmektedir. Aylarca biriktirdiği para ancak onu Fransa’ya kadar götürebilecektir, oysa o Amerika’ya gitmeyi kafaya koymuştur. Yolculuk boyunca resimler yapar, portre çizer. Marsilya’da gemiden ayrıldığında Amerika yol parası çoktan çıkmıştır. Tam beş sene sürecek Amerika günleri böyle başlar ressam karikatürist Faruk Alpkurt’un. Sempatik, konuşkan, sıcakkanlı oluşu, onun ‘High Society’ ile kaynaşmasını sağlar, Broadway, Miami, Las Vegas ve Hollywood artık onun gözde yerleridir. O günlerden bir resmini ekliyorum. Kovboy filmlerinin unutulmaz aktörü John Wayne ile.

Faruk Alpkurt ( sağda ) ve John Wayne

1961 yılında tekrar İstanbul’a döner, Beyoğlu Alyon sokakta kendi atölyesini kurar. Bu arada bir de kitap çıkarır. Aşağıya alıyorum.

Kitabın kapağında kendisi ve Yeni Başbakan Süleyman Demirel

İstanbul’dan Portreler adını verdiği büyük boy kitabında iki yüze yakın karikatürünü yayınlar. Bu kitaptan bazı çizimlerini aşağıya alıyorum.

Kitabına almadığı ama benim koleksiyonumda olan Ajda Pekkan çizimini de size sunuyorum.

Yukarıda çizdiği Saim Alpkurt, ondan yedi yaş büyük ağabeyidir. Değerli bir resim öğretmeniydi, bir çok ressamın yetişmesinde çok emeği vardır. Son zamanlarda yaşadığı Galata’daki Doğan apartmanında (başlı başına bir tarihi romandır içinde yaşayanlarla ) çocuklara resim dersleri vermiş ve onlara resmi sevdirmek için çocuk resim sergileri açmıştır.

Galata’ya yolunuz düşerse görmeniz gereken Doğan Apartmanı

Amerika’da bulunduğu yıllarda ‘The New York Times’ Faruk Alpkurt için övgü dolu bir yazı yayınlamıştır. Onu bu kadar özel kılan nedenini halen Bodrum’da yaşayan ve onunla birlikte çalışan sanatkar ressam Metin Acar şöyle anlatıyor. “Karşısındaki insanı inceler ve sadece bir dakika içinde çizerdi. İnanılmaz bir çabuklukla. Bu güne kadar bu hızda kimse rötüşsüz düzeltmeden ve bir dakikada bu portreleri çizemedi.”

Metin Acar’la birlikte bir müddet en güzel eski İstanbul kartpostallarını basan Max Fruchtermann’ın oğlu Paul için çalışan bu insanı size tanıtmak istedim.

Faruk Alpkurt Amerika’da

M. Meran Pakel

Bodrum. 23.11.2019

5 Comments

  1. Merhaba, Ben Faruk Bey’in kizinin kiziyim 🙂 Hic tanisma firsatimiz olmadi dedemle, annem de cok az sey hatirliyor. Cunku hayallarinin pesinden kosarken dedemle anneannem arkalarinda 6 aylik annemi birakmislar ve gitmisler… Hala onu taniyan birileri ile konusmaktan mutlu olurum. Su an yurtdisinda yasiyorum ama pandemi gecip de yolumuz Bodrum’a dustugunde tanismak isterim.

    Like

    1. Sevgili Ahu
      Şu anda dedenizle birlikte çalışmış ve Bodrum’da yaşayan bir ressam arkadaşım var adı Metin Acar. İnternet kullanmaz ama ben onunla her gün görüşüyorum. Bodruma geldiğinizde mutlaka onunla tanıştırırım
      Size sağlıklı güzel günler dilerim.

      Like

      1. Sevgili Ahu hanım
        Dedenizin kendi çizdiği orijinal ‘self-karikatürü’ bende bulunuyor. Bunun size daha çok yakışacağını düşünerek size göndermek istiyorum
        içten sevgilerimle
        meran pakel
        507 575 24 63

        Like

  2. Merhaba

    Saim Alpkurt 1960’lı yıllarda Hasköy Ortaokulundan resim öğretmenimdi. Yukarıdaki porte çizimini görünce aynı kişi olduğunu anladım.

    Resmi sevmemde ve Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim ana sanat dalından mezun olmamda çok emeği vardır.

    Harika bir öğretmendi.

    Like

    1. Sevgili Ahmet Bey,
      Ben Faruk beyi ne yazık ki tanımadım, ancak onunla birlikte uzun yıllar çalışan bir ressam arkadaşım ( Metin Acar ) o kadar çok anlattı ki, bir şeyler yazma isteği ve unutulmaması için kaleme aldım, bilgileriniz için teşekkürler, yazıyı ileride kaleme tekrar alırsam, onları da eklerim
      Sevgi ve sağlıkla kalmanız dileklerimle teşekkür ederim,
      telefonum 507 575 24 63

      Like

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s