
Yukarıda gördüğünüz fotoğraf yine bir sonbahar günü akşama doğru çekildi. Burası ‘Uzunyayla’ Ülkemizin en büyük yaylalarından bir tanesi, uzunluğu yüz otuz kilometreye yakın ve otuz kilometre genişliğinde bir plato. Oldukça da yüksek 1700 metrenin üzerinde. Bir ucu Şarkışla’ya uzanıyor, diğer ucu Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi yakınlarında olan bu yere, yıllar önce gelip yerleşenler, Çerkezler.
Yıllar boyu at yetiştirmişler, bütün Osmanlı’nın atlarının bu yayladan geldiği söylenir, hayvancılık ve tarım onların temel uğraşı olmuş.

Buğdayın en değerlisi bu yüksek yayladan elde edilir. Benim orada gördüğüm koyun sürülerinin üzerlerinde özel ‘im’ler vardı. Ülkemizde başka hiçbir yerde görülmeyen bu semboller sürüleri birbirinden ayırt etmek için vurulmuştu, ileride bir araştırmacı bunların anlamları ve kökleri üzerine bir çalışma yapar umudundayım. Konuştuğum köylüler işaretlerin Oğuz boylarından geldiğini söylemişlerdi ama bu sadece bir söylenti.
Tüm yaylanın Çerkez olduğunu söylemiştim, Çerkezlerin en önemli özelliği en başta temizlik, ve özen, köylerin evlerinin etrafında hiçbir dağınıklık göremezsiniz, aşağıya aldığım resim bu evlerden sadece bir örnek. Önünde üstü koruma amaçlı kapatılmış kuyusu ve boyası ile bu ev Amerikan filmlerindeki dekor evlerden çok daha özel.

Bütün bunları neden yazıyorum derseniz, eğer yolunuz Uzunyayla’ya düşerse, onların yüzyıllardır değişmeyen tadıyla, yaptıkları ‘Çerkez Peynirlerini’ sorun. Bununla yetinmeyin, Pınarbaşı’na yaklaşırken, köylülere ‘Patates sorun’ Korkmayın alabildiğiniz kadar alın, genetiği ile oynanmamış inanılmaz tadıyla gerçek patatesin güzelliğini tadacaksınız.
M. Meran Pakel
Dalyan, 26.10.2020