

Yukarıda resmini gördüğünüz bina İstanbul’un ünlü Zeynep-Kamil Hastanesi. Yaşamları başlı başına bir roman olan Kavala’lı Mehmet Ali Paşanın kızı Züleyha Zeynep Hanım ile Yusuf Kamil Paşanın bu şehirde adlarını yaşatan son eser. Eğitim amaçlı bağışladıkları konakları ise 1942 yılında yanmadan önce İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi olarak birçok insanın yetişmesine yuva olmuştu.
Günümüzde Zeynep-Kamil Hastanesi artık bir araştırma Hastanesi.
1950 li yılların sonunda bu Hastanenin ünlü bir sanatçı olan Doktoru, klinikleri gezerken doğum için gelen bir genç kadına gözü takılır, hemen hatırlar, ‘Sen yedi sekiz yıl önce gelmemiş miydin?’ Genç kadın gülümser başını sallar. Bu doktorun adı Alaeddin’dir. Genç kadın yıllar öncesi, tedirgin, gerilimli geldiği o ilk doğum günlerini hatırlar. O doktor yanına gelmiş, ‘Hiç korkma kızım, bak şimdi sana bir şarkı söyleyeceğim ve çok rahat bir doğum yapacaksın.’ demiş ve aynen öyle olmuştu. Alaeddin Bey, bu sefer başını sallar ‘Nerede kaldın kızım, şimdi bu çocuğu artık bir değil iki şarkı zor çıkarır.’ İşte bu şarkılarıyla doğuma hazırlayan Doktor, Sevgili Alaeddin Yavaşça’dan başkası değildir. Yıllar sonra önüne Prof. Dr unvanını alacak olan Sevgili Alaeddin Yavaşça’nın adı, Şehir Hatları İşletmesinin bir gemisine verildi. Akşamüstü tesadüfen bu gemiye binerseniz onun bestelerinin denizin sesine karışarak dalgalarla yayıldığını duyacaksınız.
Peki, o günkü doğan çocuğa ne oldu derseniz Konservatuarı üstün başarı derecesi ile bitirdi ve Türkiye’nin saygın baleti oldu, adı Oktay Keresteci.

